Susadığım zamanlarda yağmuru giyiyorum üstüme
Susadığım zamanlarda yağmuru giyiyorum üstüme
Ufacık bir su sesinde enkaz altında kalan bedenim çamurlanıyor baharımı,gençliğimı,düşgücümü,özgürlüğümü kaybediyorum ve dalgasız deniz gibi kalıyorum ortada... Sana Senin gibi üzülüyorum. Yokluğunda aradığım seni bana geri ver seni unutma yaşım geçti bana geri ver köşebaşında bekleyecem seni bana geri ver yokluğunun nakaratlarına tekrar tutunayım bana geri ver yangınlarda üşümek istiyorum bana geri ver Gözlerinde yeniden kilitleneyim,kalbinin anahtarını yeniden açayım bana geri ver ağlasın kalemim,şiirlere dönsün gözyaşlarım, bana geri ver esen rüzgarın ahengi fısıldasın kulaklarıma,içimi dökeyim bana geri ver mehtap yeniden örsün gökyüzünü bana geri ver senin mihnetini yeniden çekeyim,çeksem de itsem de bana gel gel artık yirmi dört saat seni içeyim parmak uçlarından... artık gecelerimi yıldızlarla yakıyorum kalbimde dudaklarına ait esintini söndüremiyorum söyleyemediklerim bir’i milyonlarca ölçekle büyütüyor bedeli canım ,incindi hayatım... duraklarda seni soran yaşlı adamlara seni soruyorum. sen beni gene bıraktığın yerde,bıraktığım gibi hatırla denizin hırkasında,aynı rıhtımda gölgenle konuştuğum anı hatırla kadife sesinle başka birini andığın zaman beni hatırla acı acı gülümseyerek bakıyorum şehirlere ayakta bekletiyorum hayallerimi tek sorunun bütün şıklarını imzalıyorum hemen verip cevap kağıdımı dışarı çıkıp senle karşılaşıyım diye karanlıktan geçiyorum yüreğine |