ISSIZ ŞELALE
ISSIZ ŞELALE
Issız şelale varmış, uzak köyün birinde, Çok da güzel bir yermiş, âşıkların dilinde. Sanki parfüm şişesi, açılmış da dökülmüş, Öyle müthiş bir koku, her tarafı bürümüş. Bilinmez ki şelale, nerede çağlıyordu? O ıslak dudaklara, neler yaşatıyordu? Bir istek bir cesaret, belki gösterecekti, Yanan tenler, buz gibi suyuyla sönecekti. Kim bilir kaç sevgili, oradan geldi geçti? Tatmak için aşkları, bu şelaleyi seçti. Şimdi hayallerdedir, yaşanacak tüm anlar, Yankılanan sesiyle, birleşirken o canlar. Vücutlar tek olup da, kalpler atsa birlikte, Belki de kıskanacak, bu gördüğü bir ilkte. Berrak akan suyuyla, tüm bedenler kavuşur, Dudaklar o süzülen, damlalarla buluşur. Şelalede bir yaprak, gibi olsak savrulsak, Sarılmış bedenlerle, oradan oraya vursak. Şahit olsa akan su, hiç ayrılmasa eller, Üç gün sarılıp yatsa, ateş olmuş o tenler. Kemençe türkü sesi, şelaleden gelirken, Horon oynayacaktı, eller kenetlenirken. İçten gelen gülüşler, çok mutluluk verici, Gökyüzüne yükselen çığlıklar delirtici. “Ben var ya, tüm ruhumla, tutuklu kaldım sende,” Hiçbir esaret böyle, cazip olmadı bende. Baktığım tüm yerlerde, seni arar gözlerim, Akışlar dile gelir, sanki benim sözlerim. “Bağımlıyım ben sana”, derken için çekmekte, Sadece sözler değil, kalpler dile gelmekte. “Öyle sızdın içime”, bana bir haller oldu, Huzur veren varlığın, sanki ruhuma doldu. İnan bana, “her şeyde seni görür gözlerim”, Şelale bunu bilmez, her an seni özlerim. Akarken şahit olsa, böyle büyük bir aşka, Akışı hızlı olur, çağlayışı bir başka. Olmadı, olamadı, yürekte sızı kaldı, Ruhları, bedenleri, sonsuz acılar aldı. O ateş ki kalplerde, alev alev yanarken, Şelale ağlar ancak, gürül gürül çağlarken. Şimdi içinde uhde, çok yaşanacak vardı, Kırık dökük hayaller, tüm bedenleri sardı. Pişmanlık, “Keşke”leri, şelale hiç bilmiyor. “Of”lar, “Ah”lar, “Eyvah”lar, artık fayda vermiyor, Biri gizli sevgili, sessiz, yanık derinden, Ulaşılmaz sevgili, yıkılmış kederinden. Bir bakış, bir dokunuş, bir öpüş, bir sarılış, Hiçbir şey yaşamadı, belki ondan darılış. İstemez oldu belki, ne akış, ne çağlayış, Gelmeyen sevgiliye, seller gibi ağlayış. Şimdi şelale ıssız, çağlarken bile durgun, Kim nereden bilecek, kalplerde olan vurgun. Artık şelale çılgın, öylesine çaresiz, Elden bir şey gelmiyor, oysaki o yâresiz. Yıkmak istiyor belli, etrafında ne varsa, Sanki suçlu o, yaşananlar kaderdi oysa. Yuvarlanan tüm taşlar, havuzunu doldurdu, Belki isyan ediyor, yaşadıkları yordu. Gidecek yol kalmadı, ulaşılamaz oldu, Oysa bu, âşıkları, kavuşturan tek yoldu. Evet, şelale ıssız, sanırsın kuruyacak, Yarım kalan o aşklar, ebedi yaşayacak. Dili olsa konuşsa, yaşanan tüm aşkları, Ama hep bekleyecek, gelmeyen âşıkları. Hami TURAN 24.08.2022 – ANKARA |