//hüzün yollarımın keder yokuşunda
düşündüm bugün, bir kelebeğin kırık kanatlarını//


dalıyorum bir meçhulün içimdeki derin sularına
bir çığlıktır dalgaları vuran, hırçın denizlerimin
gül kasırgası olmuş dikenleri acıtıyor çoğu zaman
hicran ateşinden alev almış kor yangınlarıdır bende



eski bir zamanın gül şafaklarında
tam da on ikiden bir zalim avcı vurmuş beni
Akdeniz sıcaklığında begonya gülüşlerin
tatlı belası sarmaşıklar sarmış dört bir yanımı
vadide ki zambak çağırıyor vuslatın dertli yollarına



git git desende
bu şehrin gül dudaklı sokaklarında
aşkın en acı sevdalarından içmişim
sırılsıklam aşk tuallerinde
utangaç ve mahcup görüntümün
mahmur sevdalarıdır beni tutan
yakamoz düşlerimin en serin gölgelerinde


ah şu hayal perdesi


günahlarımın yakamdaki kirli izleri
bembeyaz bulutlarımın kahır gölgesi
bir umut çağırdım bende size
yalın ayak sürünmüş duygularımın
toz bulutlu göklerinden


Beethoven bilir mi?
gecelerimin ay yüzlü notalarını
yıldızlar almışta gitmiş bütün acılarımı
bir kor yangın alev almışta tutuşmuş
bende ki yaşanmış her bir anı


ey göklerimin Şimal Yıldızı
dün doğduğun hücremde bugün can çekişiyorum
bir nefese muhtaç


şarkıların armonisi yankılanırken duvarlarımda
gözlerini açmış bakıyor ecel kapımda
aşkın iksiridir belki de artık ilham dudakların da
sen varken, biz varken ölüm de güzel
bir name olsun gözlerinde şimşekler çakan


gel de gör sevgili sende kıyameti

aşkın dudaklarında ne kadar kırmızı!


07/05/2024 (Mazinin Günlüğü) İskenderun