Sen Yokken.
Sen yokken!
Ben neler yaptım neler! Çarşı, pazar dolaştım, sersem sendelek! "Buyrun ne istiyorsunuz" dedi satıcı, "SENİ" dedim ayıplayarak yüzüme bakakaldı! Bir arkadaşla karşılaştım, "Nasılsın" dedi, Boğazım düğüm düğüm, SEN’İN adını söyledim! Acıyarak yüzüme baktı, Kafayı sıyırdım sandı! Oysa, ben Sen’im! Nerden bilecekler ki, Sen’in de ben olduğumu! Sadegül Kılıç 15.05.2022 |
->Onun gözlerine doğru bakarak "seni tanımak istiyorum" dedi kadın.
-> Adam ise afalladı biraz.. beklemiyordu, şaşırmıştı. Ne diyebilirdi, ne anlatabilirdi ki ona. Bir insanı tanımak nasıl olurdu, insan kendisini nasıl tanıtırdı. Daha kendini bile tanıyamamışken başka bir insana nasıl izah edebilirdi ki kendisini. Yaşı, boyu, kilosu, doğum tarihi, telefon ve kimlik numarası, sınıfı, kıdemi, maaşı..bunları söylese yeter miydi acaba? tanıyabilir miydi kadın onu. Sonra gözleri daldı birden "Yoksa ben rakamlardan mı ibaretim!" diye düşündü kendi kendine. "Peki ya duygularım, düşüncelerim, bakış açım, hangi rengi, hayvanı, filmi, müziği, şehri, mevsimi sevdiğim, planlarım, beklentilerim, memleketim, ailem, okuduğum kitaplar, sevdiğim şiirler.. onları da söylemeli miyim?" diye geçirdi içinden. Kadın bedenen onu görüyordu zaten. Görünmeyen tarafı, yani ruhunu anlatmalıydı belki de. Yine de ne anlatsa, ne söylese eksik kalacaktı. Bir insanı tanımak için bir kaç bardak çay ve kahve ile geçen vakit yetmezdi.
Sonra kadına doğru baktı adam ve..
hani şair diyor ya;
”Severim ben seni, candan içeri,
Yolun vardır, bu erkandan içeri,
Beni bende, deme, bende değilim,
Bir ben vardır bende, benden içeri.”
- YUNUS EMRE
işte öyle tarifi zor biriyim dedi.
(alinti)