MAVİ KELEBEĞİME MEKTUPLAR - 2 -Şiirin hikayesini görmek için tıklayın * Gözlerimde büyük bir renk var *
* Aşk senmisin yoksa * Yitirdim sensiz baharlarımı Çırpınan bir kuş misali umutsuzum Seninle birlikte mahkumum geleceğin Zindanına Acılarımı yokluğunda avuç avuç Gecelere serptim Hayal ülkelerimde dolaştım, seninleydim Düş kırıkları yaşadım her gece Sana koşuyordum sanki gelmişçesine Alev alev ellerimi sana uzatıyorum Saçlarımda bir el dolaşıyor senin sanıyorum Oysa rüzgarın geliyor... uğulduyor kulaklarım Açıyorum gözlerimi... yine... yoksun ! Bak işte Seni yazıyorum yine Şiirlerimde mısra mısra Bu gece seni gördüm düşler içinde Hiç ulaşılmamış çöl gecelerinde Papatyalar vardı ellerinde Saçlarına taçlar takmıştın Yaşadığımız zindanlar hayal miydi ne Yoksa uyandırdı mı kabuslarımdan Bir el, usulca bitti derken Kapkara gecelerde kabuslarımız Hala neden ? söyler misin ? Acılar sebil sebil yüreğimde Veda etmeden gitmiştin Mavi kelebeğim Şimdi Ayları sayacağım Şiirler yazacağım gelişine bestelenen şarkı diye Dün nasıl başladıysa Benim yalnızlığım vedasız bir akşamda Senin hatıralarınla avundumsa Şimdi kalan bu aylarda Gelişine yazacağım mısralarımı Mavi bir kalemle... umutlar mavi olsun ! Yalnızlığımda Sensizliğimde İşte dökülen geceye Parmaklarımdaki tek dostum sigaram Dökülen küllerimi savuruyorum geceye Gecemde senin hayalinle uyudum Çoktan alıştım kabuslara Korkularımı alıp onlarla yaşadım Maviliklerimi kara bulutlar kapladı Sağnak yağmurlar yağıyordu üstüme Kimse tutmadı ellerimden Dolu dizgin gidiyordum hüzün denizlerine Bir martı olup uçtum...süzüldüm süzüldüm Hüzün denizlerindeki o martı bendim Ve... yokluğunda En yakın dostlara güvendim Beni taa can evimden vurdular Başımda estirdiler fırtınaların karasını Yabancı ülkelere gittim izlerini aradım Teselli olsun diye Gece karanlığında bir ışık aradım Gözyaşlarım tuzluydu bunu anladım Islandım karanlıkların yağmurunda İlham perilerinden bir dostluk umdum Seni sordum Yoktu hiç bir cevap Kırıldı umutlarım Mutluluğun kapıları kapanmıştı bana Sen ey Şafaklardan da güzel akşam Gel unutalım karanlık gecelerini Dostluklar kuralım, hayal bu ya Kim ölmüş ki hayal kurmaktan Sen ey kara bulut, mavileri kapadın ! Güneşim nerede ? Sen... gece...geceden de siyah renkler Kapatma mavilerimi Örtme yıldızlarımın ışıklarını Siyah tüllerini çek yana Sen Sen gelmişsin dün akşam Beni aramışsın ... sesin hala kulağımda İçimde sensizlik ! Gidişinle başlayan hicranım Mazi geldi gözlerimin önüne hep Avutmak istedim yanan yüreğimi Yoksun... geceme çattım Yağmurlarda yürüdüğümüzü hatırladım Eski bir mektubun geçti elime Açtım okudum dün gece... ağladım ağladım Satırların sen olmuştu Gözümdeki damlalara sarınmış Konuştum onlarla Cevap vermediler bana Seni öptüm öptüm, kokladım mektubunu Korkutuyor bu akşamlar beni Sensiz sensiz Duygularımdan damlalardı Sana yazdığım bu mektubum Hep son ayrılıştır bu diyorum Bizim iki ayrılığımız vardı Hiç terk etmeyen gözlerimi Her hatırlayışta yeniden damlayan Sımsıcak yakan kül eden duygularımı O anne ; kimsesiz yabancı her şey ona Etraf karanlık ; bir evlat var yanında Uzağında ama... hep yanında Bir korku çığlığı gibi uzuyor geceleri Hüzün, ayrılık bu iki insanda Hep son ayrılıştı bu... Çaresiz anda Acılar sebil sebil yüreğinde Gene o yılbaşı gecesi Karlar yağacak yüreğime Soğuk iliklerime işledikçe Canımda benliğimde hissedeceğim Üşüdüğünü ! Dün nasıl doğduğunu o Frankfurt kentinde Yine gözlerimin önünde Simsiyah saçlı bir bebeği Hayal edeceğim Hiç çıkmayacaksın düşlerimden Günay Koçak 5. 05. 2024 |