dışarısı soğuk insanın kanını donduruyor iliklerine varıncaya kadar hareketsiz bırakıyordu belki de
kafasının içinden geçen kurguların vahameti dizlerinin bağını çözüyordu elini kolunu nereye koyacağını bilemez halde koltuğun üzerinde istemsizce sallanıyordu öne arkaya dışarı çıkıp sokak sokak onu aramayı düşünürken telefonun zil sesi
alo…
korkunun hakim olduğu bir tonla dinlerken karşıdaki sesi değişiyordu yüzünün rengi biraz daha morarıyordu dudakları her saniyesinde
masanın üzerinde duran sürahi bardak, vazo devirerek ne varsa bir şeyler yazdı ufak bir kağıda
alelacele…
üzerine geçirdi paltosunu sokağa çıktı koşar adımlarla dolu geçiyordu el kaldırdığı tüm taksiler akıyordu zaman düşman bir el tarafından saatin kurma kolu hızla çevriliyor gibiydi bir taksi durdu nihayetinde
ışıkları yanmayan birçok binanın olduğu fazlaca yorgun fazlaca eski görünen dar bir sokağın içindeydi zifiri karanlığa secde edermişçesine eğilmiş sokak kaldırımlarında ellerini ceplerine atmış zifiri karanlığın buz tesiriyle birlikte üşüyordu titremek ile titrememek arasında
kapı önlerinde iki üç kişi çevirmişti sorgulu bakışlarını korkunun eylemsizleştiği bir hali yaşıyordu zift kokan köşe başlarında pusu kurmuş simsarlar gibiydi gördüğü bu garip insanlardan ona yansıyanlar
çıkışı görünmeyen baygın kokan kaldırımların kenarlarında gözlerinin aklarına zehir akıtılmış kan çanağı bakışlar kendisine odaklanmıştı onlardan uzaklaştırmaya çalıştı dikkatini
yan tarafta…
karton kutuların üzerinde sanki mehtabı seyre dalmış gün doğumuyla uyanacak külçeden naaşların soğuk taşlar üzerinde yattığını gördü
irkildi…
başka bir alemin bizden olmayan türleriyle karşılaşmış gibiydi ölüme tahsis edilmiş meskenlerde biraz ölüp biraz yaşayanların boyutuydu burası
hızla…
ikinci kat ziline bastı apartmanın açıldı kapı tanıdık biriydi yüzü kireç gibiydi korkudan büyümüştü gözleri titriyordu
gece bu ardında soğuk uluyordu karanlığa huyudur sokulur insanların damarına kan kadar koyudur ışığı
gidelim buradan…
arka arkaya tekrar edildi cümleler beraber miydiniz kızım nerede
loş ışıkların ağırlığının çöktüğü en az elli yıllık eski binanın içindeki baygın koku insanın genzini yakacak kadar keskindi eşyalar kırık döküktü evin ruhuna sinen köhnelik canlılığı vakum gibi içine çekerek yok ediyordu açık pencereden sızan kömür kokusu sanki zehir solutuyordu içeridekilere
salondaydı…
kızı boş bir çuval gibi kirli, soğuk taşların üzerinde amaçsızca yatıyordu içini parçalayacak güçteki haykırışını zorlukla tuttu aceleyle elini burnuna götürüp soluğunu yokladı
bilmediği bir duygu dolaşıyordu içinde acımsı ve buruk histi kalbindeki şahit olduğu o vurgun anına zihnini sabitlemiş gibi ara vermeden tekrarlıyordu bağlantısız ve anlamsız sözcüklerini
polisi ara…
on dakika sonra telsizlere düştü anons sesleri gördüğü hiçbir gerçek bu kadar içine ürperti vermemişti üşüme ve yalnızlık hissini derinleştirmemişti hayat üzerinde birileri el altından voltalar atıyor yeni şıvgın vermiş dalları buduyordu acımadan hatta hiç düşünmeden
oysa ne kadar mücadele etmişti bu gerçekle yüzleşmemek için kaç gün kaç gece aklını esir alan vehimlerle boğuşmuş sağır duvarlara anlatmıştı adeta zihnine düşenleri
gözünde bir hasret gibi yanıyor göz kapakları acele ediyordu kapanmak için baş başa kalmıştı karanlıkla bir yolunu bulup sızan dolunayın yarım yamalak ışığı biraz aydınlık veriyordu odaya
bir taksiyle…
ambulansta giden kızını takip ediyordu gecenin en ürkünç en gaddar tarafıyla yüzleşiyordu onun bugüne kadar tanıdığı gece düşlerin demlenip yudum yudum içildiği arınmaya kapı aralayan zamanlardı oysa
hep böyle yaşamış böyle hasbihal etmişti geceyle bu saatlerde bildiği en güzel tat yastıktan kalkan başların secdeye konularak alınlarına düşen izlerin ruhuna kattıklarıydı
bu telkinlerle büyümüş kızını büyütürken kendi öğrendiği cümlelerden ona nasihatler etmişti sıklıkla bu gece bedenine oturmuştu karabasan gibi akıp giden yolda simasına düşen ışıltılardan birbirleriyle kaynaşan ışık huzmelerinden bir peçe çekmişti yüzüne
ilk defa…
hüzün dökülüyordu gözlerinden gündüzün örttüğü her şeyi gece sobeliyor bu tanıklığın derin ıstırabını yaşıyordu belki de bu saatlerde
derinlere yol almaya başlamıştı gün içinde yaşadıklarını hatırladı uyku düşmüştü gözlerine son haddine kadar zorluyordu def ediyor yine geliyordu
hastane…
kızıyla beraber aynı kaderin şerbetini içen diğer kurbanla birlikte daha on sekizli yaşlarda kanlarına zerk edilen zehrin etkisindeyken bugün bütün kapılar kapanıyordu yüzüne beklemenin bitmeyen nöbetini tutmak düşmüştü onun hissesine
iyi biliyordu bu soğuk koridorları eşini kaybettiği zamanlardan soluğu kesiliyor aklına hücum eden ihtimallerle baş etmekte zorlanıyordu artık bu geceyi atlatmak onun ellerine dokunup gözlerinin ışığını görmek tek odaklandığı sonuçtu
şu an…
bu zor saatleri geçirmek için semaya baktı gecenin kalemi kırılıyordu artık minarelerden yükselen sedalar uğulduyor sayfadan bir yaprak daha çevriliyordu tan yeri yavaş yavaş ağarırken nazenin bir eda kızarıyordu ufakta
fecrin bu vaktinde nice gözlerden yansıyan aynı yakarışı gördü belki de en çok hastane bahçelerinde dualar feryat gibiydi insan kendindeki muhtaçlığı acizliği en çok burada hissederdi gücüyle burada yüzleşirdi belki de
ufak bir umut…
dilenir gibi hızlı adımlarla yürüdü doktora doğru kelimelerini unuttu çarpıntılar sanki durduracakmış gibiydi kalbini elini göğsüne götürdü
kızım… diyebildi sadece
…maalesef
sonraki cümleler duvarların duyduğu çarpıp çarpıp yere yuvarlandığı seslerdi gece sükun ve sükut gece ıstıraptı
gece kabustu acziyetin her hali ile zayıflığının zirve yaptığı zamandı direncin kırıldığı gönlün ötelere dair arayışlara girdiği insan olmanın hakkını verememenin doğurduğu suçluluktu
dilin susup gönlün halini haykırdığı andı sözün kenara çekilip kalbin çığlık attığı zamandı
bitmek bilmeyen bir zaman dilimi ne kadar zor ilerliyordu dakikalar kıpırdamıyor sanki saatin kadranları birbirinin takip etmiyor akrep ile yelkovan sonsuzun bir adım öncesiydi
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
geceydi maalesef şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
geceydi maalesef şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
on dakika sonra telsizlere düştü anons sesleri gördüğü hiçbir gerçek bu kadar içine ürperti vermemişti üşüme ve yalnızlık hissini derinleştirmemişti hayat üzerinde birileri el altından voltalar atıyor yeni şıvgın vermiş dalları buduyordu acımadan hatta hiç düşünmeden redfer
Satır satır okurken gerçekten o anı Duyguyu yaşamak yaşatmak Kapının çalışını/ambulans sesini Çaresiz kalışın o anki nabız atışlarını Hissedebilmek bu muhteşem duyguyu Kalbime hissettirdiğin için Ne kadar teşekkür etsem azdır hocam Gerçekten tebrik ediyorum👏👏👏👏 GÜN şiirine layık olmasını dilerim Yüreğine en bol tarafından sağlık Yüreğin dert görmesin İnşaAllah Saygılarımla sağlıcakla mutlu pazarlar diliyorum Selametle kal hocam 👏👏👏
ışıkları yanmayan birçok binanın olduğu fazlaca yorgun fazlaca eski görünen dar bir sokağın içindeydi zifiri karanlığa secde edermişçesine eğilmiş sokak kaldırımlarında ellerini ceplerine atmış zifiri karanlığın buz tesiriyle birlikte üşüyordu titremek ile titrememek arasında
kapı önlerinde iki üç kişi çevirmişti sorgulu bakışlarını korkunun eylemsizleştiği bir hali yaşıyordu zift kokan köşe başlarında pusu kurmuş simsarlar gibiydi gördüğü bu garip insanlardan ona yansıyanlar
Sokaklar, karanlık ve eski bir izlenim veriyor, çevredeki insanlar da bir tedirginlik ve korku atmosferi içinde betimleniyor. İnsanların korku dolu bakışları ve sokak köşelerinde pusuya yatmış gibi duran figürler, tehlikeli bir ortamın işaretleri gibi görünüyor. Şair, bu manzaranın içinde bulunan kişinin duygusal durumunu ve çevresindeki tehditleri ifade etmek için bu betimlemeleri kullanıyor gibi görünüyor. Değerli kaleminizden sayfanızda mısralara yüreğinizin sesini yansıttığınız bu güzel eseri beğenerek bir hikaye kurgusu içinde okudum akıcılığla anlam ve kurgusuyla güzel bir eser yüreğine sağlık hocam nice güzel eserler yazmanız dileğiyle kalemin daim ilhamın bol olsun sevgi saygı ve selamlarımla kalın sağlıcakla...