Mezar Taşları
Can çıkar bedenden, kalmaz dizde fer
Musalladan başlar meçhule sefer Toprağa kazılır tek kişilik yer Biten bir zamandır mezar taşları Anlatır maziyi, anlatır dünü Onca yaşayanlar nerdeler hani? Sessizce konuşur eskiyle yeni Gizemli romandır mezar taşları Niceler terk etmiş köşkü sarayı Mevla gerçek mekan kılmış burayı Geride kalanlar bekler sırayı Hüzünlü limandır mezar taşları Dillerde dualar yürekler sükûn Boğazlar düğümlü, duygular meftun Telkin verilirken gönüller mahzun Bir ince elemdir mezar taşları Gelince son tayin bakılmaz yaşa Dalarsın meçhule, bir sonsuz düşe Yazarlar adını bir yassı taşa Gözlerdeki nemdir mezar taşları Sevabı, günahı sarar bir ak bez Sonsuz yolculukta, yumuk bir çift göz Kimi genç, ihtiyar, oğul ya da kız Yüreklerde gamdır mezar taşları Şu garip çobandı, şu ise ağa Hepsi de yan yana girmiş toprağa Ne mal mülk, ne rütbe yanına sığa Hep aynı kıdemdir mezar taşları Kiminin tahtada silinmiş ismi Kiminin yaldızdan çizilmiş resmi Bak aynı toprakta hepsinin cismi Gerçeğe kademdir mezar taşları Künyeler boyunda adı yazılı Toprağa dikilmiş taşa kazılı Huma Kuşu gibi gönlü sızılı Maziye selamdır mezar taşları Adım anıldıkça dolsun bir hüzün Tükendi fitilim hatıram füzûn İyiliğim varsa, başıma yazın Bir kutlu kelamdır mezar taşları Yaşayanlar yolcu, Dünya’ysa hancı Orda misafirdir bu DEĞİRMENCİ Sırasız çağrılır ihtiyar, genci İbret-i alemdir mezar taşları |
Yüreğinize sağlık.