DİYECEĞİM YOKçiçek topraksız, bağ bahçıvansız olur mu? ya da, un tuzsuz, ekmek mayasız yoğurulur mu? kimsesizlik ruhumda kök saldı, perdeleri yıkadım, geçmişi süpürdüm, ya kafamdakiler? eksiltiyor, beni benden çıkarıyor, ortada eşitsizlik hükümet kuruyor, ne toplam, ne çarpım, sıfırdan öteye gitmiyor, duvarlar bana ağlıyor, perde yüzünü çeviriyor, parkeler göz göz, çemkiriyor, öyle işledin ki döksem, saçsam duvarından camına, ördüğün briketleri, çerçeve cam söksem, ipi kaçmış naylon çoraplar, boşluğun derin kuyusu, sütü çürümüş peynir suları, aynadaki siluetimde iki mor halkalı sümbül, kirece yatmış… öyle bir süre izledim, dudaklarım kımıldadı, ses yürümedi, ben de yürümedim… ne kadar sonra bilmiyorum, aynalarda karardı, gölgeler bile terk etti dudaktan kalbe bir ses yürüdü, karanlığıma fısıldadım o kadar kimsesizsin ki gidecek bir yerin, beni de götür, diyeceğin yok! sonrası kazan karası, yıldızları sökülmüş gök, yeline dargın kök, yarını olmayan ciğer yarası. Sibel Karagöz #sibelkaragözşiirleri #sibel_karagoz #yazıdükkanıkültürsanateğitimyazıları |
"Çiçek topraksız, bağ bahçıvansız olur mu? Ya da, un tuzsuz, ekmek mayasız yoğurulur mu?" Dizeleriyle başlayan şiiriniz, yalnızlık ve eksiklik üzerine derin ve etkileyici bir içsel birikimi davet ediyor okuru. Bu dizelerde, insanın temel ihtiyaçlarından yoksun bırakılmasının nasıl bir eksiklik ve yalnızlık duygusunun yarattığı, güçlü bir benzetme aşamasındadır.
Şiirin ilerleyen bölümü, kimsesizlik hissinin ruha kök salması, geçmişin temizleme çabaları ve iç içe geçmiş karmaşık ayrıntılarla başlama çabaları etkileyici bir şekilde işleniyor. Duvarların, perdelerin ve parkelerin insanın iç dünyasındaki yalnızlığı ve çaresizliği nasıl yansıtıldığına dair betimlemeler, şiire derinlik kazandırıyor.
Şiirin son kısımlarında ise, içsel bir konuşma ile yalnızlık ve çaresizliğin doruk noktasına ulaşılıyor. "Gidecek bir yerin, beni de götür, diyeceğin yok!" cümlesiyle, içsel bir öğrencilerin ve umutsuzluğun yürek burkan bir şekilde ifade ediliyor.
Şiirinizdeki benzetmeler, betimlemeler ve içsel monologlar, insanın yalnızlığı ve eksiklikleri ayrıntıları ele alarak okuyucuyu görmeye ve hissetmeye yönlendiriyor. Bu derinlikli yaklaşımınız ve güçlü ifadelerinizle, şiirinizi kırmanızı duygusal bir şekilde ortaya çıkarıyorsunuz.
Sevgi ve saygılarımla