sana/sadece sana..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın aramızda bir şey var
kimsenin bilmediği. herkesin içine düştüğü bazen bir kuyu bazen gök semalarına tırmanan bir taş... (...) biliyorum, kimin arkasından yetişmeye çalışsan damlıyor parmak aralarından.. akan bir ırmağı avuçlamak gibi sızmak gibi sızlamak.. an/sızın.. zaman/sızın. ağrılar yükleniyorsun sonra, içine çeker gibi bir dumanı dirhem dirhem zift kadar ağır. nefesindeki şifa yetmiyor hücrelerine sonra hep aynı günaydınlar düşüyor o bilindik yüzlere ki kirleniyor bulutlar. ölü bir balık. sarı bir araba. mavi bir tavus kuşu ve sen bir başına hiç kimse oluyorsun. çekerek içine herkesin bir adım daha yukarı çıkmak istediği atmosferi. karanlığında kalıyorsun ışıksız gölgelerin… pencerelerin, sokağın çıkmazlarına bakıyor ve görünmüyor göğün yüzü ki gökyüzü yoksa derin değildir ve muaftır maviden deniz… bunu, gece gözlerimin uyku tutmayan yerlerinden öğrendim.. karanlık ışığın altında ve dahi kuytularında odanın. ahh benim susadığım sus(ay)arak özlediğim sahi, neyi değiştirmeye yeterdi kelimeler, peki ya o tekerlemeler ki karamsar mıyım/hayır. olası bir yıldız tozu çarpmıştı soluğuma. ağır aksak göz ucuyla seçebildiğim düşlerimin arasından bir bağlaç bulup kurguluyordum hayatımı. seni t-anıyorum. gidişlerini ve dönüşlerini. ağır aksak çıkışlarını merdiven boşluklarına denk gelen.. neden sonranın kader çizgisiyle kesiştiğini düşünmez insan.. yol yürümek öğretirken ve yolum senken ki yol, ayak tabanlarının dokunmasından mı ibarettir yüzüne yerin. şşş tamam yalnızım ve boş odam. bu evde kimse yok, gözbebeklerimin yalnızlığımla kesiştiği noktalarda düşlerimi bileyliyorum. tırpan ve jilet keskinliğinde. soluğum yakıyor üst dudağımı. nabzımın sesini duyuyorum. yüreğime hükmü geçmez bir an-ı çalıyor kapımı. mağrur uyanıyorum sonra.. perde aralıklarından sızarken ışık. gecenin gözleri düşüyordu sana, sözleri ve özüm düşüyordu sana. güzden bahara sesler ve nehirler içinden çıkışım/ıslak ki dokunarak iki kürek kemiklerinin arasına. geçip gittin mi? yoksa dönüyor musun hiç gitmediğin yerlerden. hani avuçlasam incinir miydi varlığın. yüreğimdeki ilk sokaktan sana/sola sapıp sonra aksam sıcak. düş/ermi böyle gözlerine gecenin Kasımdan sızmış ocakların kıvılcımları/ kar da belki ama… (...) |
avuçlamak gibi
sızmak gibi
sızlamak..
an/sızın..
zaman/sızın.
ağrılar yükleniyorsun
sonra,
içine çeker gibi
bir dumanı
dirhem dirhem
zift kadar ağır.
nefesindeki şifa
yetmiyor hücrelerine
sonra hep aynı
günaydınlar düşüyor
o bilindik yüzlere ki
kirleniyor bulutlar.
Şairin dilindeki incelik, okuyucuyu derin düşüncelere sürüklüyor. Ayrıca, günün tekrar tekrar aynı şekilde başlaması ve bulutların kirlenmesi gibi imgeler, tekdüze ve sıkıcı bir rutinin yarattığı duyguları da başarılı bir şekilde aktarıyor.
Yüreğiniz hep sevgiyle dolu olsun, kaleminiz ise daima ilhamla yazsın. Duyguları en saf haliyle ifade etmek, gerçekten büyük bir sanattır. Umarım hepimiz, daha nice güzel şiirlere ve yazılara vesile oluruz. Sonsuz saygılarımla!