YAĞMURŞiirin hikayesini görmek için tıklayın "Göğe direk olmaz" diyen gâfiller bilmez,
Arzdan arşa direkleyen nur var, görünmez... Olmaz, deme! Olmayanı, oldurur Mevlâ, Nasıl durur düşünsene, gökte süheylâ. Dağlar, taşlar, uçan kuşlar zikir hâlinde, İnsandan başka her varlık, şükür hâlinde....
Yağmur!
Öyle yağ ki dünyayı kirlerinden arındır, Susamış gönüllleri râhmetin ile kandır... Yağmur! Mü’minleri o derin uykusundan uyandır, Affeyle, cehennemi hak eden kullarını Senin âşk’ınla yandır... Bağışla! Bâhşeylediğin nimetlere olan şükürsüzlüğümüzü, Bağışla! Verdikçe "daha çok, daha çok" diyen, yüzsüzlüğümüzü... Yağmur! Gönül bahçelerinde, boynu bükük güllerin, Işıkları yanmayan, karanlık hânelerin, Na’rı âşk’ınla yanan bütün divânelerin, Hasretle beklediği Vakit tam bu zamandır... Lâyık olmasakta gel! Sensizlik ne yamandır... Bizi hışmınla değil, şevkâtinle uyandır... Nûriye Akyol Görsel alıntıdır. |