İSTANBUL SENİ (24)
Yıl 1976 idi demek,
Ankara Siyasal Bigiler Fakültesi’ni kazanmışım, babamdan 10 lira mükafat almışım, Karaköy rıhtımında Balık-Ekmek;(*) üçbuçuğu gitti bu “Aferin”in elbet, birde Güllüoğulları’ndan baklava, -kaymaklı ve şamfıstıklısı olacak ama- üstüne orta şekerli kahve “Kıyak” kabilinden Köprüaltı’ndaki “Nargile” kahvesinden, cepte kaldı 150, 50’si tuzlu ayçiçeği, çıtlaya-çıtlaya 1 liraya Kadıköy’e vapurla geçeceğim belli; „Ula (*) Benim İSTANBUL SENİ (23) şiirimi lütfen okuyunuz. Bu serinin „İsim Babası“; 23.12.2012’de yazdığım ve yukarıda yana-yatık içeri olarak son iki kıtasını sizlere sunduğum ilk İSTANBUL SENİ (1) şiiridir. Bayram mubarek olduğundan kimseyi kırmak istemedim, İstanbul’dan gayri… |
Okuyacağım.
10 liraya ne çok şey yapılıyormuş. Kesinlikle boşa gitmemiş.
İyi bayramlar.