ALIN TERİ
ALIN TERİ
Bir nineye rastladım, Pazar başında. Yılların izleriydi yüzündeki çizgiler, Elleri buruş buruştu. Bağdaş kurmuştu. Önünde bir sergi; Üzerinde elinin emeği Yün işleri… O buruş buruş ellerin bereketi. Gelip geçenleri izlerdi; Gözleriyle “gel” derdi, Bir tane de sen al. Kırış kırıştı yüzü, Yılların tanığı… Gözlerime değince gözleri, Durdum sergi önünde. Allı, morlu yün işleri. Gülümsedi; Duyguların anasıydı dişleri. Yüreğime koydum nineyi. Sevdim o kırış kırış çehreyi. Üç tane de ben aldım sergiden. Ninenin sevincini devşirdi gözleri. Gülümsedi. Dualar ederek bitirdi sözleri. Ayrılırken nineden, Yüreğimi bıraktığımı hissettim birden. Sevmiştim o kırış kırış yüzü, Yılların acımasızlığını anlatan gözü. Ertesi hafta tekrar gittim. Nine yoktu Pazar başında. Kazanamayacaktı ekmeği de, aşı da. Epey arandı gözlerim. Oradakileri sorguladı sözlerim. Bir pazarcı atıldı öteden, “Nine huzura kavuştu” dedi birden. Kahroldum, üzüldüm… Ne çare. Biliyorum o şimdi mutlu. Ağrılarından da kurtuldu biçare. 22.10 ASUMAN AKIN |