An(a)kara
An(a)kara
Bir zaman dilsiz düştüğüm sokaktı dilimi diline uydurmak bir hayli zaman gülüşleri gözümde damla damla çıkan bir başka güzellikti gecekondu bahçelerinde çay bir gezegenden bir gezegene geçmek sende dolaşmak tel örgülere takılmak kıyafet uydurmak gerekiyor sokağa kuru kara bedenim giyinik çıplak ekmek yakalamak için avcı olmak bakkal tezgahı lokanta pavyonlardan geçip hayatın köz tarafından göz geçirmek yaşama gündüzün dinginliğinde gecenin çılgınlığına kendini koyacak bir yer bulmak sonra aşk bir yudum su kadar elzem ve uzak transparan bedenler karanfil gül kokuları bir kafede yudumlanan çay uzaktan göz kırpışlarında seken nokta atışlar bir merhabayı doğurmadan geceye akan sinsi bir tebessüm hüznünü salar havaya şehre gömülüp giderken zaman alışmak öğrenmeye rehber dört nala uyuma ulaştığın her sözcük filozofça raconu dilinde pelesenk hayatlar geçmiş sen değilsin gelecek başka ne acayip bir değişim elde kalan konduğum kara parçası karanlık akçası çırpınanların çıplak giyiniklerin aylak kimine göre bitmez altını akçesi bir kez takılmasın boynuna kelepçesi sende kalır tapusu tarlası o senin sen onun aynası Coşkûnî |
Her bölümde ayrı ayrı vurgular güzellikler var. Tebrik ediyorum