“KUANTUM ANLAYIŞI;
Bilinçaltının programlanmasıyla insanın kendi hayatını sonsuz olasıllıklardan arzu ettiği parçacık haline dönüştürebilen enerjiye sahip olduğunu savunur.
Kişinin yaşamında kendisine engel olan bilinçaltı anlayış sistemlerini ve korkularını tesbit eden, bunları temizleyen ve kişinin gerçek içgüdüsünün ortaya çıkarmasına, kendisine olan inanç ve güveninin yükselmesine destek olan bir anlayış sistemini içerir ve korku, endişe, kaygı, öfke gibi negatf enerjileri; Sevgi, dostluk, güven gibi positiv enerjilere dönüşümünü düzenler.
Bireylerin kendi sosyal gerçeklerini, kendi düşüncelerinin gücüyle oluşturabileceklerinini farkına varması, bilinci ve sistemli bir şekilde bilinçaltına hükmetmesi, bilinç haritasını kendi özvarlığı lehine programlamasına yönelik eylemler bütünlüğü ve bir düşünce sistemidir.
Bu düşünce sisteminin temelini kuantum fiziğinin en önemli bulgusu olan gözlemcinin veya düşünen varlığın fizik ve sosyal dünya gerçeklerinin şekillendirme gücü yatmaktadır.” (Sayın Psikiyatrist Dr. Ali Gük’ün 23 Mayıs 2019’da kendi internet sitesinde yayınladığı KUANTUM VE DÜŞÜNCE adlı bilimsel yazısını başından aynen alınmıştır. Yazının tümünü okumanızı öneririm.)

Ben Kuantum Fizik bilinci’ni
ancak 72 yaşına geldiğimde kavradım
ve “Yaş” ile “Yaşam” ın,
-yani rakam ile benliğin-
birbirinden bağımsız olduğunu anladım.

Böylece ben
-birazcık size zırva gibi gelecek ama-
fiziksel bağımsızlığı seçtiğimden;
72’sinde doğdum ve 72’sinde öleceğim,(*)
kelebekler gibi kısa
hür, gerçek ve mutlu bir yaşam süreceğim.

(*) Kuantum Fiziği Felsefesi’ni ŞİİRİN HİKAYESİ’ndeki bilimsel yazıdan edinebilirsiniz. Ben ise bu felsefenin “Yaşam” ile ilişkisini; 11 adet AKIŞ şiirlerimde, HOR-HOR SENARYO (20), SENBENO (15), KARA ZURNA (87), İNSAN OLMAK (24) ve 17.01.2024 yılında yazdığım son ÖZGEÇMİŞ (19) dizelerimde dilimin döndüğünce sizlere anlatmaya çalıştım.