sen artık cümlelerle hatta kelimelerle oyalanıyorsun düşünce derinliği tefekkür arıyorsun göze çarpanlar her neyse masal falan değil belki gerçeğin masalla örtülüşü belki geçmişle hesaplaşması
güzel bakmaya çalışıyorsun dünyaya usuna akseden parıltılar giderek unutulan dalgaların örttüğü suların vurduğu kıyılarda toplanan birkaç çakıl taşı ta eski tarihlerden bırakılmış unutulmuş
her biri masalsı hayali bir atmosferde geçen şeyler hep o geçmişten hayatın renklerinden
kim bilir neler yitip gitti dalgalı denizlerde geçmişten kırık dökük birkaç çizgisi kalmış eşiversen karşına kim bilir neler ne güzellikler ne enginlikler çıkacak
bıraktıkların seni bulacak bir zaman bir ışık Allah’tan istesen bulabilirsin onları kaybedilmiş görünenleri
kendini arıyorsun eski yazı kitapları arasında darbeler görmüş iki büklüm olmuş koca ciltlerin altında ezilmiş bir ihtiyarı ucu bucağı bellisiz bir mağaraya dalacakmış gibi tedirgin duruyor öyle
ayrı bir köşede küf ve rutubetle sarmaş dolaş üzerlerinde sinek izleri solmuş sararmış okunmazlıktan birbirine yapışmış sayfalarda birkaç şiirden ibaret belki bunların dilinden anlarsın yoksa öyle mi sanırsın
bilemedin hepsi yeni harflere çevrilmeyi bekliyor sana öyle geliyor ki hep bekleyecekler birkaç gün birkaç gece üzerinden yıllar geçecek senin adeta bir vasiyetin onlar iç ıstırabını dökercesine söylediğin sözler iç sızın kalp ağrın kim bilir neler ne anıların böyle el değmeden kaybolup gitti
aynı evrelerden geçerek aynı güçlükleri yaşayarak aynı zeminde yürüyerek her hangi bir noktasında daha yakın bir yerde duruyorlar diye düşünüyorsun
bir çelişki apaçık belli ediyor kendini kendini ifade etme zorluğuyla karşı karşıyasın çok akıllı uslu oturaklı çoğu iyi eğitim almış varlıklı kültürlü öyle sıradan biri değilsin
sadece sana özgü olandan söz etmeye aynı muammanın karakteri olmaya namzet birisin yana yakıla kalbinin acılarını kuytularında çalkalanan denizleri ruhunda kopan fırtınaları yazabilseydin keşke
o gizemli kadın çıksa sırrını ifşa etse kendini yalnız seni anlatsa İnsanlık tarihi boyunca yazılan tüm şiirlerin harfleri silinirdi o zaman tabloların rengi solardı çatlardı geceye ışıyan lambanın camı türküler susardı belki
boşuna bekliyorsun öyle biri olmayacak kim bilir kaç asır daha bekleyeceksin senin göremeyeceğin malum görenlere selam söyle şimdiden
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
birkaç çakıl taşı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
birkaç çakıl taşı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Şiir yüreğiniz daim olsun gönül ilhamınız ın enginliği kelamlarınıza harman mısralara dem olsun emeğinize sağlık Saygıdeğer Üstadım Selam ve saygılarımı Sunuyorum...
güzel bakmaya çalışıyorsun dünyaya usuna akseden parıltılar giderek unutulan dalgaların örttüğü suların vurduğu kıyılarda toplanan birkaç çakıl taşı ta eski tarihlerden bırakılmış unutulmuş
Bu dizeler, içsel bir durgunluğu ve yalnızlığı yansıtıyor. Şair, dünyaya güzel bakma çabası içinde olan birini tasvir ediyor, ancak bu bakışın arka planında unutulmuşluk ve terk edilmişlik duyguları var. Parıltılar, hayatın güzelliklerini hatırlatırken, unutulmuş olanlar ve terkedilmiş olanlar, bu parlaklığın altında kalmış gibi görünüyor. Deniz kıyısındaki çakıl taşları, belki de insanın hayatındaki geçmiş anıları veya deneyimleri temsil ediyor, ancak zamanla unutulmuş ve terkedilmiş durumda. Bu dizeler, duygusal bir hüzün ve melankoli atmosferi yaratırken, insanın içsel yolculuğunu ve anıların etkisini vurguluyor. Yüreğinize sağlık üstadım.