YALNIZ MENEKŞELERİN******************** Yalnız sokak lambaları gibi yitikliğim Şimdi senin hasretinin kıyısında. İçimde bıraktığın bu koca hüzün olmasaydı Savurmayacaktı beni hazan rüzgarları Adını unuttuğum adressiz sokaklara ... *** Ağlıyorum.. Bu yağmur bulutu hiç geçmeyecek mi ? Her şey karanlık bu akşam Aslında gittin gideli suskun içimdeki şarkılar Küskün, her şey küskün ... Kitapların eşyaların... Kırık aynadan yansıyan odan ; hepsi öyle bıraktığın gibi. Pencere kenarındaki menekşelerin Küçük yıldız çiçeklerin, solmuşlar boyun bükerek. *** Ağlıyorum yine, akşam İnsanın insana ettiği bu zulmü Acımasız katı yüreklerdeki duygusuzluğu Atılan kap kara imzalarla ... İçimizde açtığı derin yaraları. Hadi kanayan yaralarıma Neşter vuruyor akşamlar gel ! *** Zaman, yılkı atları gibi dolaşır, yönsüz rotasız Sözcükler yetersiz kalır yokluğuna. Sana gelen menzilleri bilemem, gelemem Öyle yanıyor ki şu kalbim gittin gideli Her gece içimde bir çocuk ağlar. *** Kara bulutlar dolaşır gök yüzümde Yıkılmış hayallerime geçer simsiyah trenler. Parmaklarıma değil Yüreğime basılır ; bir yanıp bir sönen Bu ateş ... Gözlerim karanlığın penceresinde Gelişini beklerken dualar eder. *** Ateşler sarıyor geceyi Dallar kuru, dallar yapraksız şimdi Umutlarım Sonbahar. Sesim hıçkırıklarda saklı. Ellerini ver bana Gidelim ayrılıklardan... Gözyaşlarımız hoşçakal... *** Günay Koçak 15. 3. 2024 YENİDEN |