NE MÜMKÜN
Cefasına canım kurban ol yârin
Gülün dikeninden bıkmak ne mümkün. İsterse üstüne cihanı verin Dönüp gayrısına bakmak ne mümkün. Yârin kapısında kıtmir olmuşum Her türlü derdime derman bulmuşum Bir katreyim anda ben kaybolmuşum Çıkıp başka yöne akmak ne mümkün. Gönül kapısını çalınca posta Davet gelir elbet, gideriz dosta Vuslat köprüsünde zaman aheste Bu yolda ölümden korkmak ne mümkün. Yol gider Rahmân’a, canda onundur Ömür gelir geçer demde onundur Evvelin sahibi, son da onundur Hakk’ın kanunu yıkmak ne mümkün. Halk içinde gizli sultanların var Bizi de onlardan ayırma ey yâr! Gül bahçesi gibi düşer âşıklar Aşığı ateşte yakmak ne mümkün. Dünyada gözüm yok, yâr bize yeter Gönülde sevdası, kâr bize yeter Hakikât rehberi, pir bize yeter Kalp gözüne perde çekmek ne mümkün. Allah’ım, hükmüne şükrüm yetersiz Aklım ve izanım, fikrim yetersiz Âmelim, niyetim, zikrim yetersiz Kurak bağa tohum ekmek ne mümkün. Meded senden Rabb’im, eyle el’aman Serimi toprağa verdiğim zaman Sevabın önüne geçtiyse gümân Gayrı cehennemden çıkmak ne mümkün... Nur-Hicranî yazmış ilâhi kalem Ondan gelen derde, kedere selâm Merhameti cennet, gadâbı elem Aşkını gönülden sökmek ne mümkün... Nûriye Akyol /19/Eylül/2021 Görsel alıntıdır. |
Mekke`den dogana ram olsun be$er,
Rahmet rüzgarlari hep ordan eser
Rahmetsiz düsüpte kalkmak ne mümkün