AKIŞ (10)
“Bir varmış, bir yokmuş...” derken,
evvel zaman içinde develer tellal, pireler berber iken; Kilo’yu, Metre’yi, ve Litre’yi, kendince saptayan insan, “Altın” ile “Emeğin değeri” ni bağdaştırmış Karşılığında da kağıt ve madeni para basmış. Böylece “Taşınır vede Taşınmaz Mülkiyet, -yani senin enerjinin karşılığı olan emek- değerlendirilerek biriktiriebilmiş nihayet! Ama işin içine girince “Zaman”, hepsi birbirine karışmış iyice. Değeri Ssabit olmayan Altın Maden emeğimin değeri olarak alındığı için; "Böyle değişken bir ölçeki emeğimi nasıl ölçecek? Emeğim aynı emek, değeri her gün düşüyor, niçin?” Hele; “Herşey değişkendir, mesele baktığın yer ve yöne göre zaman içinde değişir.” Deyince biri, dinler, ilimler, ekonomist ve siyasetçiler afallamış-kalmış. Piyasadaki para kadarda bankalarda “Altın” bulunamayınca, “Kalpazanlık” başlamış. Bu işin sonu, yanlış ve kasten yanıltılmış verilerle dolu! Artık siz görürseniz gerekli, düşünün emeğinizin değerini, emi? |