0
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
310
Okunma
“Bir varmış, bir yokmuş...” derken,
evvel zaman içinde
develer tellal, pireler berber iken;
Kilo’yu, Metre’yi, ve Litre’yi, kendince
saptayan insan,
“Altın” ile “Emeğin değeri” ni bağdaştırmış
Karşılığında da kağıt ve madeni para basmış.
Böylece “Taşınır vede Taşınmaz Mülkiyet,
-yani senin enerjinin karşılığı olan emek-
değerlendirilerek biriktiriebilmiş nihayet!
Ama işin içine girince “Zaman”,
hepsi birbirine karışmış iyice.
Değeri Ssabit olmayan
Altın Maden
emeğimin değeri olarak alındığı için;
"Böyle değişken bir ölçeki
emeğimi nasıl ölçecek?
Emeğim aynı emek,
değeri her gün düşüyor, niçin?”
Hele;
“Herşey değişkendir,
mesele baktığın yer ve yöne göre
zaman içinde değişir.”
Deyince biri,
dinler, ilimler,
ekonomist ve siyasetçiler
afallamış-kalmış.
Piyasadaki para kadarda bankalarda
“Altın” bulunamayınca,
“Kalpazanlık” başlamış.
Bu işin sonu,
yanlış ve kasten yanıltılmış verilerle dolu!
Artık siz görürseniz gerekli,
düşünün emeğinizin değerini, emi?