Aklımda kalan.
Gün gün gelişi güzel ve sıradan derken,
öyle büyüyorki içinde kalıp çıkamadığımız mazi. Orada kalıyor bir daha olmayacak; ben-sen-öteki ve ’içimiz’. İçimizdekiler... .../öylece kalmıyor olmayan, olmayınca ham kalıyor, bu yüzden bozuluyor katılan../ Büyürken ; ilk yaşım son yaşım, arada kalan EN ’büyükler’, büyüdükçe ağırlaştı... Birikmiş; yüküm ağır, korkuyorum haramiden... ’İsyan’ desem ’sesimde sus’ ve cürmüm kadarım.. Her gün söner, sonra yeniden yakarım beni, yenik düşerim. Öteki galip; umurunda mı, olmamalıda, ZATEN elinde kibrit. Hülya tualdi çizdim hayalime resim : - güneşden; günden biraz, biraz geceden, karanlıktan; sonra çiçekten- böcekten, kırmızıdan yeşilden-siyahtan, beyazdan.. Bildiğimiz her şeyden aldım az, az. Baktımki; sen..! Aklımda tuttukça tutulduğum; tutunduğum, bırakınca korktuğum EN sevdiğim.. Eminliğim ve tüm zannetmelerim.. Bırakınca ya da bırakılınca ’bize’ yüklediğim , yüklendiğim tüm anlamlar.. Siyahtan çokca, uzaktan bolca ve ’yalnızca’ kalan... Can dedi dilim; çam anladı kulağın ve çam devrildi.. Maziydi devrilen.. Aynı gitmedi rutin; bozuldu ahenk.. Sorular zülfikar, cevaplar urgan.. Yok’ta kayboldu gözümdeki nur, dizimdeki fer.. Sevda idi adı, ayrılığa düştü. Yandı ya ateş, bir hükmü var mı cürmün.. Yangın var ya, karıncaya su, pişmek bize düştü evel allah ... Sol avucumda bir gül, sağ avucumda kül.. Elhamdülillah.... |