akşam indi kurşun sesleri köyün boğazında kısıldı kaldı yankılarını yitirmiş gösterişli bir sessizlik kapladı sokakları eğildi toprağa doğru bir incecik sis örttü sonra evleri karanlık peçesiyle
ölüm korkusu aktı köyün damarlarından sessizlik açlığını giderdi bu ürpertiyle nehirler gözyaşlarıyla susuzluklarını
bebeler avlanıyor gazzede analar emziremeyecek artık çocuklarını analar ninni söylemeyecek artık beşikler suskun beşikler kırgın
siz bir gazzeli bir çocuğun bir köşe başında sıkıştırılmış halde çaresizliğini gördünüz mü sürmeli gözlerindeki çaresizliği
siz gazeli fatımanın daldaki bir eriği yerken dürbünlü tüfekle böğründen vurulduğunda dağı taşı delen ağıtını duydunuz mu hiç dağı taşı delen o ses ağıttır fatımanın ağıtı
inen karanlık örterken kızıl kumaşlarla kurbanların yüzünü ölümden kaçan kurbanlar sürüsü düşerken yollara arkada binlerce asker peşinde ölüm ve kan kalleş siyonistlere esir düştükleri anı gördünüz mü kanıyorken içinde fıkır fıkır sorular
o güzelim sürmeli gözleri kapanırken fatımanın memelerindeki süte kan karışır ağzındaki erik yere düşer dağların bağrı yanar da sizin yüreğiniz niçin yanmaz ağız boşluğunu kanla doldurur o ekşimiş erik tadıyla fatımanın kanlı gözyaşıyla anaların ağıtıyla gazzelinin feryatlarıyla
gazze sokaklarında çocuklar gezmiyor artık her sabah gazzede bir çocuk uyanır kalleş siyonistten daha hızlı koşmalı yoksa ölecek gazzede her sabah uyanır bir çocuk katilinden daha hızlı koşmalı aksi takdirde öldürülecek
vahşi hayvan çiftliklerinde beslenen israiller sakinleştirici verilerek sürülür gazze sokaklarına ve avına başlar sabilerin ne kaçabilme ne de kurtulma şansı var batılı efendilerin oyunu bu batılı efendiler seyreder uzaklardan gazzeliyi vurmanın dayanılmaz zevkini yaşarlar gelişmiş silahlarıyla her savaş aletiyle yepyeni ölüm yaratırlar
ah… bir şarkı söyleyebilse fatıma denizlerde bir inciydim ben bir vakitler kabuklar içinde pırıl pırıl dalgalar kükrer ben şakırdım
ah… bir şarkı söyleyebilse fatıma ormanlarda bir çiçektim ben bir vakitler rüzgarlar öfkeyle ulur ben şakırdım
ah… bir şarkı söyleyebilse fatıma tohum tanesiydim sürülmüş tarlalarda ben bir vakitler saban toprağın kalbine girer ben şakırdım tek bir ses nerde hani duyulmaz oldum ah…bir şarkı söyleyebilsem
artık yarış katille gazeli çocuk arasında gazzede her sabah bir çocuk koşar peşinde katil sürüsü çocuk hızlı koşamaz ayaklarında derman yok dertlenir güçsüzlüğüne kızar yeniden dener ama yine hızlı koşamaz gazzeli çocukölüme yazgılı nereye kaçsa siyonist nereye saklansa ölüm
katillerin uzağı yakın eden uzak menzilli silahları var ölüm kusan silahları gazzede artık koşmanın önemi yok gazzede çocuklar kendi hikayesini yazamıyor artık hikayeyi yine batılı efendiler yazıp tamamlayacak çocuklar koşacak siyonistler avlayacak
gazzede çocuklar var hala gözü yaşlı analar var hala birkaç tane de olsa bir umut var hala kan ve zafer kan ve sevinç umutlar kazanacak elbet bir gün
fatımanın vurulduktan sonra o sonsuz uçuruma düşerken çığlığını duydunuz mu hiç göğsünden vurulup yerde süründüğünü gördünüz mü o çaresizliğe tanık oldunuz mu ya bir babanın pusuda sıkıştırıldığına fatımanın daha ısırmadan ağzından düşen kanlı eriğin tadını bildiniz mi hiç
düğün yüzüğünü ışığı gölgeyi zeytinlikleri dutlukları bahçeleri bahçe duvarlarını fatımanın uykusuna düşüne girenleri yan pencereden kırmızı karanfil atanı gördünüz mü hiç
gökyüzü bir koyu mavi ormanken neden her şey değişiverdi durdurdular yol ortasında fatımanın ailesini kalbi bir mavi kuşcağızdı az önce mendili göğsünde yatarken bembeyaz bir akşamdı
kurşuna dizdiler fatımanın ailesini cana kıymanın adı kalleşlik değil de ne duvar dibine aktı kanları kalleş israilliden korkuyor çocuklar kaçıyorlar ceylan yavrusu gibi artık, gazzeden öte memleket yok ölümden öte yol yok
bir sabah vakti ceylanların suya indiğini görürseniz bir kayanın arkasına saklanın ceylan sizi görmesin insandan çok korkuyorlar çünkü su içerken o sürmeli gözlerdeki korkuya izleyin dikkatle
ceylanlara kıymak neymiş görün mendil de alın yanınıza insan olan ağlar çünkü ve burası filistin
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ah…bir şarkı söyleyebilse fatıma şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ah…bir şarkı söyleyebilse fatıma şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Ooofff offf... Kahretsin insanlığı bu utanç. Güç sahipleri katiller,nasıl insan yüzüne bakabiliyorlar bu utanmazlıkla... Sn.İlyas bey,okurken bu muhteşem şiirinizi,inanın boğazıma,adem elması üstüne sanki kocaman bir kaya oturdu.Muhteşem'di şiir ve anlatısı. Kutlarım etkili kaleminizi,engin gönlünüzü. Sonsuz saygımla,esenlik dilerim.
Gönül dolusu teşekkürler, saygı değer üstadım. Kelimeleriniz, gönül bahçemizi ne güzel süsledi. Şiirin sıcaklığıyla yüreğimizi ısıttınız. Selam ve saygılarımla
Gazze batının kenan illeri oyunu...
Kendilerine de yâr olmayacak iller için kan döküyorlar.
Ölütor Fâtıma'ar... ölüyor çocuklar...
Allah cennetinde en güzel yerde ağırlasın.