GEL GİDELİM TANRI DAĞLARINA
bilinmeyen yollar, isimsiz caddelerde
kalbi yaralayan ayrık otları boy atar solan sarmaşıkların gözyaşı gönlüme akar her mekan sonbahar kokusu eylül hüznü otağ kurar hicranıma günbatımları ayrılık ayazı doldurur içime... uzansa elin, kurtarsan uçurumlardan pembe düşlü sayfalar açsak papatyalar toplasam demet demet cennet kokun sarsa tenimi her gece yıldızlar altında şubat soğuğunda bin bir gece masalları yaşatsan hasretime... ay balam ne dersin; bitirsek mi ayrılığı solan güller çiçekler açtırsak gönlümüzde gün görmemiş bahta doğsa güneş var mısın aşk yelkenine ’’fora’’ demeye açılalım sonsuzluğun mutluluğuna son durak demeden gidelim tanrı dağlarına... Zafer Direniş ... |