Hakikat
Gözlerim acıyor,
Tüm yalnızlıklarım çırılçıplak, Duygularımda hercai kıvılcımlar, Hayır ya da şer Payıma düşeni bir Allah biliyor. Ecel mi? En hakikisinden muhakkak. Gözyaşlarım, sonsuzluğu hatırına, Dünya denen, kime neden dönüyor? Bunca meşakkat, eza ne uğruna? Her nefsin bir tesellisi varken, Varlık hanem hem serkeş hem muamma, Bilmem hesaplar nerede şaşıyor? Bazı şeylerin izahı yok. Gönül istiyor. Nedeni olmasa da özlemlerin, Gözler arıyor. Bedeli ağır var olmaklar. Yar yolunda kaybolurken, Tahammülsüz sabırlar. Dertler, kaygı ve gaileler, Karanlığın surlarında birer gülle. Bulunamayanlar aranırken, Can-ı biçare dua eyler. Nihayet; Açılan şerden hayra bir gedik. Demek karanlıktan umut doğuyor. Alem bu ya! Her bilinmeyende İçimde bir parça buluyorum. Sual bu ya! Onca yokluğunda umudun Hala nasıl nefes alıyorum? Aklımı aşan saymaklar, Yollarında umudun tükenirken, Dizlerimdeki dermansızlık, Ve amansız korkular. Sınırlarında varlığım, En hacimlisinden, En ağırından, Benliğimi delen o mermi. Belki olması gereken oluyor. Alın yazısı misali. Bin aklın düşünmesi gereken Hepsi bir akıl oluyor, Ve beni olmazdan çıkarıyor. Boyut baştan sona değişiyor. Hakikat bu Ya! Vuslat bildiğimiz ne varsa Sırat-ı müstakimden geçiyor. TmR 15.02.2024 |