ZOR GÜNÜNDE SENİ GÖREN OLDU MU
Hazan olmuş bağlar, düşmüş yapraklar
Bir kibrit yakınca, küle döndü mü? Sular çekiliyor, yağmıyor yağmur Yemyeşil çayırlar, çöle döndü mü? Sinende yetişen, taze fidanlar Senden uzaklaşıp, ele döndü mü? O hilal kaşların, siyah saçların Sakalın ağarıp, Pir’e döndü mü? Dalgalı yüreğin, sert esen rüzgâr Yağmurlar yağınca, sele döndü mü? Daha dün gelmiştik, bu gün gideriz Bir ağuç toprak, senin oldu mu? Gönlünü verdin, gönüller yaptın Bir tane gönül de, yerin oldu mu? Çalışıp didindin, emekler verdin Alnının terini, silen oldu mu? Çareler ürettin, çareler buldun Kimseler derdine, merhem oldu mu? Kimine aş oldun, kimine ekmek Aç kaldın bir lokma, veren oldu mu? Kendine dert ettin, dostun derdini Kadir kıymetini, bilen oldu mu? Gözyaşı dökenle, gözyaşı döktün Gözünden yaşını, silen oldu mu? Hep güldün, güldürdün, hüzünlü yüzü Düşünce kapına, gelen oldu mu? Kendi ecelini, kendin yaşarsın Kimse, kimse için, ölen oldu mu? Niğmetullah elbet, bir şey beklemez Vermeden bir defa, veren oldu mu? Hep gördün, gözettin eşin dostunu Zor gününde seni, gören oldu mu? 05.02.2024 Şair Yazar Niğmetullah Şentürk Niğde |