Açtığın yara
Namluya sürülmüş fişekler gibi
Surlarımı aştı açtığın yara Uçuruma yargısız sürükler gibi Derine işledi açtığın yara Böyle sevdiğime pişmanım seni Zehirli sözlerin öldürür beni Neyleyim naçarım çürütür teni Akmaya başladı açtığın yara Sönerken ruhumda hayalim düşüm Çırpınır kafeste çaresiz kuşum Vuslatı olmayan yola düşmüşüm Ocak ’sız haşladı açtığın yara Kör değildim ama görmedi gözüm Gamzene düşeli gülmedi yüzüm Hazana çevirdi gelmedi yazım Sevdamı boşladı açtığın yara Sırattan nicedir ettiğin zulüm Haritaya döndü sevdiğin yüzüm Neyleyim evrildin geçmiyor nazım Eceli hoşladı açtığın yara Vuslat fermanını sen karaladın Merhamet etmedin hep yaraladın Sarsılmazdım yıktın çok paraladın Sırtımı tuşladı açtığın yara Bütün bu hallerim senin eserin Aguya denk geldi senin Kevser’in Sebepsiz sırtıma vurdu keserin Ezeli düşledi açtığın yara Her anı tutuklu günlerim oldun Bahtımı bağlayan iplerim oldun İsyana sürülmüş sözlerim oldun Aşkımı suçladı açtığın yara Hasretin uzayan ovası sensin her şeyi bilirim havası sensin Yalanın dolanın ustası sensin Edebi özledi açtığın yara kavgalı zamanlar dil pervasızdı Sırrımız aşikar dilde sakızdı Burama gelmişti doksan dokuzdu Nihayet yüzledi açtığın yara Celal Şahbaz (yorgunkalem) 31 ocak 2024 |
güzel bir eser oimuş hocam
kalemin daim olsun selam sayglar