Kayıp!
Kayıp!
Açtığın yaraları sayıp, kanatmışım geceyi Unuttum sevişmeyi, dokunsan yeter... Bu keder bu baş belası kelimeler yeyip bitirecek beni Sustuğunu, söylediğini saklayacak Seni yasaklayacak bir zindan yok içimde... Erkenci şehrin ayazında Savruk bir duruşun, aksak yürüyüşün gölgesidir an Yerini bilip, yurduna yalan bir yol göçüyüm Ve teninde işlenmemiş bir günahın suçuyum Azat et beni...... Kayıp... Düşlerimi kokuna bulayıp, susmuşum yokluğuna Bu yürek müptela sarhoşluğuna, anlasan yeter... Ki derbeder, ayyaş ve sana yoldaş yalnızlığım Ah şu kararsızlığım, öldürecek beni... Bir mavi umman Dümeni uçsuz bucaksız dalgalara kırılan limansız bir gemiyim... Oysa özlediğim toprak kokusu Sırtımı verip yasladığım bir ağaç gölgesi Ve belki en fazla, payıma düşen o yar bakışı... Ah be gülüm, bilsen nasıl zor geliyor Artık yüreğim kaldırmıyor bu aldanışı...... Kayıp... Sözleri sıralayıp bin susa mahkum ettim seni... Alır boynuma saklarım nefesini, sarılsan yeter... Bu aşktan da beter, bu ölümcül sevdalık, bu arsız yenilgi Desem ki bir veda borçlusun bana, Desem ki bir gülüş ansızın, desem ki bir öfke,bir sızı bir kavga... Hiç gelmedin ki... Ne zamansız bir tesadüfte yenildim Arsız gözlerimin katline ferman! Şimdi sol yanım talan Bilmeliydim...... Kayıp... Beni böyle anlayıp, biliyorsun ya... Ayazda çırçıplak yüreğim ellerim soğuk... Tutsan yeter... Sıcağın, yani anlayacağın dermanım sensin Bırak sevişsin koca şehir, söze gelsin şairler Ve bütün hikayeler aşkla yazılsın... Büyüsün çocuklar, Mayın tarlasından uzak İçinde bin bir tuzak, gömülsün tarih Sevdaya...İlle sevdaya dönüşsün iklimler...... Kayıp.. Böyle ağlayıp çocuk gibi, bakma yazdığıma Yoksan da bilmek seni, yoksan da bakabilmek aynı gökyüzüne Ve yoksan da uyanmak aynı geceye Dudağımda yarım kalan heceye, bölüşmek seni... Sevebilmek yine de... Kaldırım taşlarında yürürken Ne bileyim bir sahilde akşamcı bir ayyaşla şarabı bölüşürken Dibine vururken aşkın, düşünebilmek seni... Yokluğuna inat be gülüm, seninle var kılabilmek yine de koskoca bir akşamı... Bakma ağlayıp çocuk gibi yazdığıma Bin gülüşe değişmem, sen diye düşen gözyaşımı... Kayıp... Beni hatırlayıp desen ki" o başka diyar" Sigaranda bir efkar vakti olsam ömürlük... Belki yine ölürdük ölmesine O Sevda mevsimine yazılırdı ismimiz... Hatırlayıp desen ki, "o başka diyar" Yıkılırdı o duvar, birlikte yürürdük... Sonra kavuşurdu nefesimiz, kim bilir... Bir vakti bahar... 21.07.2014 |