Kısa Bir SüreDemek gidiyorsun Ve sen buna ‘kısa bir süre’ diyorsun Gülüyorsun… Sen, salisenin bende ki karşılığını bilmiyorsun… Saniyenin yarattığı depremleri Dakikaların, ilerlemeyen zamanlara dahil olduğunu Saatlerin yıllanıp kahrolduğunu Günlerin bir mevsim kadar uzun sürdüğünü Haftaların haftalıktan çıkıp bir yerlere çivilendiğini Görmezlikten geliyorsun… Sadece gidiyorsun Ve sen buna ‘kısa bir süre’ diyorsun… Ne kadar kolay, giden için geçen zaman Kalan yine virane Yine bağ bozumu aylarda Herkes çıktı da kendi girdaplarından Bir ben çıkamadım ne kendimden, Ne sana duyulan yokluktan, Sen bunu adın gibi biliyorsun Ve bu yokluğu, mıh gibi çakıyorsun Yine de gidiyorsun… Neyi götürdüğünü bilmeden Geriye ne kaldığını görmeden Ve sen buna ‘kısa bir süre’ demiyor musun? Delirtiyorsun… Gitmek eylemi, böylece harekete geçerken Kalmak bütün eylemlerin bitişi oluyor sen giderken… Giden bir senin arkasından kalan ben için Zaman akışının nasıl da kurumuş bir nehir olduğunu Kestiremiyor musun gerçekten? Sürmeleniyorum kimsesizliğime Süngüleniyorum Sürdüremiyorum hayat denen gidişatı Şimdi gel gör kepenklerini indirmiş kalbimin Tadilatı devam eden inşaatını… Kısa bir sürenin bende ki hasarı bu Sende ki benin karşılığı yok mu? Sorulması gereken bu? Burcu Bir |