YETİMHÂNE'YE DE UĞRA 23 NİSAN...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın HER YIL 23 NİSANDA ZİYARET ETTİĞİM YETİMHÂNE ÇOCUKLARININ YARIM YAMALAK CÜMLELERİNDEN DERLEDİĞİM GERÇEKLERDEN OLUŞAN BİR ŞİİRDİR..KEŞKE YALAN OLSAYDI DA YAZMASAYDIM...
Bugün 23 nisan..
Neşeli çocuklar oynuyor sokaklarda, Oysa , yetimhânenin soğuk ranzalarında üşüyor benim sıcak düşlerim. Bugün herzamankinden daha çok gülmem gerekirdi. Kahkahalarım dünyayı sarsmalı, Evrenin tüm yasak duvarlarını çınlatarak yıkmalıydı.. Bayram bütün çocukların dudaklarında, Gülümseyen çiçekler gibi açarken. Ben niye,peki ben niye ağlıyorum neden.. Yalnız ben değil,İstanbul da ağlıyor bugün bana. Hırçın hırçın vuruyor buğulu camlara öfkeli gözyaşlarını. Ağlaması gerekenler karşıma geçip umursuzca gülerken, Benden ,nasıl beklersiniz.. Neşe içinde gülüp oynamayı,özgür yaşamayı.. Çocuk olmayı... Oysa... Benim oyuncaklarım tarihin geçmiş sayfalarında rehin kaldı. Gülüşlerim bu acımasız,keşmekeş dünyanın yalanlarında sarardı. Hani çocuklar çiçekti hiç solmazlardı. Mutluluğun yeşil dallarından kopartılıp,kurak çöllere atılmazdı.. Hani çocukların pembe yanaklarına gözyaşı yakışmazdı. Ne oldu eyy dünya, yoksa yine laftamı kaldı. Bugün 23 nisan.. Neşe ile oynuyor çocuklar parklarda. Benimse.. Yetimhânenin soğuk ranzalarında susuyor minik ellerim. Oysa,bugün umutlarım balon balon patlamalıydı bu yetim yüreğimde. Uçurtmaların dev kanatlarında doruklara uçmalıydı öksüz düşlerim. Bayram,sevinç çiçekleri misali açmalıydı sahipsiz gözyaşlarımda. Kara bir gece gibi çökmemeliydi hüzün bulutları, Yılların çaldığı küskün masum bakışlarıma. Ben karanlıkta uyumayı,gözlerimden akan sellerin acı ninnilerini, Dinleye dinleye öğrendim. Ne olur bana gülmeyi,artık gülmeyi öğretin.. Senden çok şey mi istedim eyy dünya. Ama sakın unutma. Birgün elbet öcünü alacak bu ıslak yastıklar, Hesabım sorulmaz sanma ,sana.. Ve elbet gün gelecek ben de oynayacağım, Özlediğim o sokaklarda süslü caddelerde parklarda. Bugün yine, çocuklar bayram harçlıklarını toplayıp bakkallara koşacaklar. Belki top alacaklar belki de şeker ya da avuç avuç çikolatalar. Yetimhâne çoçuklarının oyuncakları yoktur onlar... Camlardan uzaklara bakarlar. Ve minik titreyen parmaklarıyla buğulu yaşam haritasına, Çizdikleri hayaletlerin sancılarında sonsuz bir bekleyişe, Tek tek sıra sıra gözyaşlarını bağlarlar. Oyalanırlar yani bayramlarını işte böyle kutlarlar. Minicik ellerinde, O çelimsiz omuzlarında yıllardır biriken sevgisizliğin yükünü, Aldıkları her solukta sanki bin kere taşırlar.. Bugün 23 nisan.. Neşe ile oynuyor çocuklar okullarda.. Oysa,yetimhânenin soğuk ranzalarında halay çekiyor benim kimsesizliğim. Islanan yastıklarında eskiyor bayramlık elbiselerim. Ayakkabılarım hangi yarınlara nasıl koşacağım diye düşünürken, Ben hıçkırıklarımı kurutuyorum suskunluğumda.. Ne olurdu benimde rengarenk elbiselerim olsaydı, Bir elimde balon diğer elimde şeker. Ya da güzel bir oyuncak bebek. Yok yok hepsinden vazgeçtim. Keşke ellerimi tutan iki sıcak el olsaydı. Bir yanımda annem diğer yanımda babam, Ne suçumuz vardı,yanlış zamanlarda ve.. Yanlış yerlerde doğmaktan başka. Soruyorum sana eyy dünya, Bizim ne suçumuz vardı, Kimsesiz doğmaktan başka.. Belki de isyan yerine bir iki şeker ya da oyuncak olurdu avuçlarımızda.. Bugün 23 nisan.. Neşe ile oynuyor çocuklar yuvalarında. Oysa, Biz ümitlerimizi düşlerimizi.. Yine yarınlara erteledik, Hayallerimizi buğulu camlara çizdiğimiz şekillere gizledik. Burası bir yetimhâne.... Adresi gözyaşlarımda... Ne olur 23 nisan.. Buraya da uğra.. Seni bekliyorum.. İhtiyar çocukluğumla.. ecedemet... Not:Bütün dünya çocuklarının bayramlarını en içten dileklerimle kutlar,bu bayramı onlara hediye eden ulu önder MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ün önünde saygı ile eğilirim.. |