1
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
531
Okunma
En güzeli masallar değil mi deli?
Bir varmış bir yokmuş
Pas renkli hüzün yaprağında tılsımı bozulmuş söylenceler
Nedir bu hüzün?
Var bildiğim yüzün yok masalda
ele avuca sığmaz
uzayda yer kaplamaz içimdeki hüzün
Var dediklerimiz yok
yok dediklerimiz var
-“belki” de-
Sular, ağaçlar, kuşlardan besleniyor esin.
Yokluğa bürünüyor dizeler
ilham perisi var mı deli?
Yaz be deli
saçmalar vursun yüreğini
Dokunsun tenine yokluk
üzme kimseyi
Aksın gecenin içinde
daha uzağa aksın
içinde biriktirdiğin tecahül-ü arifler
Alt perdeden çek çıkar
seviyesi düşük tüm duygularını
üst perdeden avaz avaz delicesine suskuya çıkın eyle
damıttığım tüm güzellikleri
Ellerim titrek
tutukluluk halinden firara telaşlı.
Yürek var deli,
tik tak sesleri zamanın sarkacı.
Nabız diyorlar.
Bir yok’a gönül koymuş yürek.
Gönül, bir yok’u libas bilmiş, rüküş.
Gönül varmış, yürek yokmuş.
Yürek varmış, gönül yokmuş…
âh ki ne âh deli,
kapanmış kapı yok,
dövmeye gör biteviye nefesini,
hayat bu.
“Gelmişine geçmişine” sayıp durur iken şarkılar,
Geleceğin geçmiş olacağı zahir olduğunca,
Geçmişin de gelecek olacağı,
bir batında iki doğum olsun deli.
Elleme deli, hayat bu.
Ki,
elim yok deli.
Bir ışık huzmesi yokluğunda hükmü.
Perdeye yansıdığınca yansıyor enerji.
Bir de sakınımı kanunu olmasa.
Hiçliğimize biriktirdiklerimizin gizil sayacı tin.
Bir’in içindeki sıfırlar çıkınımızda.
Her bir sıfır
(ki elle dokunulmaz, gözle görülmez her şeyin varlığı sıfır)
hiçliğimizden bir yokluk.
Yokluk, asıl varlık mı deli?
Var bildiğimiz her “şey”e inat.
Bu ne döngü, deli?
Bu ne can eğrisi?
Postulatlarından başlayan yolculuk,
yokluktan varış varlığa…
ve yola çıkış yeniden yokluğa.
Her teğetten, her defasında merkeze dik inmeler.
Bu düşe teğet geçen yakaza halin,
hayat mı merkezi,
düş mü merkezi deli?
Elleme geçsin
düşünden firarî
en teğet düş/kün sevdalar yalan rüzgârından.
Bak hüzzam kendisini yadsıyor.
Lirik gözleri yolcu içine.
Besleniyor dudaklarının kenarına biriktirdiği si perdesinden.
Segâh bir durak ile başlıyor,
her defasında makam-ı hüzzam…
âh ki ne âh.
Nedir bu hüzün, deli?
Saç deli, saç.
Saçma dersem, düşüm üşüsün.
Gözümün gör kuyuda suyu kurusun.
Közüm sönsün içimde.
Küllerim savrulsun,
a’mak-ı hayalden gökten üç mavi düşsün,
hazan yaprakları uğramaz olsun kör kuyuma…
İşte böyle deli
En güzeli masalların kendisi de
Bir varmış, bir yokmuş
Gerçeğin peşinde
kendi kitabındaki masalına düşmüş deliler
bir’in varlığı ya da bir’in yokluğu…
âh ki ne âh…
doğru çok
gerçek tek dedik ya
Bilme deli
Sakın bilme
Bildikçe ölür insan demiştir
Sözü yalan şair
Yetsin gari deli kıvrıl içine
Gerçekle sıva bedenini
dekor
………kostüm
ses
……………ışık
ve senaryo
Yaşamak belki de
Oyun ötesi solo
oratoryo….