YAVUKLUN AĞLIYORŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Türkmen köyünde geçen, gerçek bir olaydan yola çıkarak şiirleştirdiğim, Macaroğlu lakabı ile anılan gencin hazin hikayesi.
Köyünde güzel bir kızı sever, köyde laf edilmeye başlanır. Kulaktan kulağa derken kızın abilerine kadar gelir bu sevdâ.Kendilerine zül saydıkları bu olayı temizlemeye karar verirler. Yaylada Koyun güden macaroğlu’nu ağıllarının bulunduğu yere çay içmeye çağırırlar.Macaroğlu’nu orada vururlar, Cesedini önce koyun gübrelerinin içine saklarlar, daha sonra 60 metre yükseklikteki malı Kayasının içinde kuyu şeklindeki derinliği olan kayaların arasına atarlar. O bölgeye kimseyi yaklaştırmazlar, Malı kayasının karşısında biraz yüksekçe bir kara taş vardır. Tesadüfen, güneş doğarken oralarda gezen kızın küçük abisi malı kayasına doğru bakar, bir cismin parladığını görür. Yanına vardığında bu parlayan nesnenin kayaların arasından görünen Macaroğlu’nun kemerinin tokasıdır.Vicdan azabından kurtulmak isteyen Kızın küçük abisi, Bir mektup yazar cesedin saklı olduğu yeri nasıl bulacaklarını etraflıca anlatır, bir gece Macaroğlu’nun evinin avlusuna atar. Aradan 6 ay geçmiştir,sonunda emmisi Veli Malı kayasından Macaroğlu’nun cesedini çıkarıp köye getirir. Macar oğlu, karayağız yiğitti. Anası da, ninnilerle büyüttü. Düşmanları değirmenmiş, öğüttü. Seni avladılar, o’na yanarım.! Hile ile, çağırdılar yanına. Acımadan kasd ettiler, canına. Bakmadılar, yere düşen kanına. Genç iken vurdular, o’na yanarım.! Sevdiğini acılara, kattılar. Bir kurşuna, sevdâları sattılar. Cesedini, fışkılara attılar. Yârini el almış, o’na yanarım.! Malı gayasını, mezar seçtiler. Seni atıp, karşı dağa geçtiler. Şeytana uyup da, ömür biçtiler. Garip bacın bekler, o’na yanarım.! Gün doğuşu, kara taşa çıkınca. Malı gayasına, varıp yakınca. Kemerin tokası, parlar bakınca. Çürümüş bedenin, o’na yanarım.! Emmin Veli buldu, ayın onunda. Acı haber, köye vardı sonunda. Kemiklerin kalmış, aba donunda. Yavuklun ağlıyor, o’na yanarım.! ...........................Kardelen26 |