GÖNLÜM DER Kİ...
Ey gönül!
Yaşım ilerledikçe değil... Kalbim yara aldıkça yaşlanırım... Yaşlanmak benim için bir dağa tırmanmaya benzer.... Çıktıkça yorgunluğum artar... Nefesim daralır... Ama, Dünya görüşüm değişir... Kalp gözüm açılır... Oysa, yaşım der ki, durul... Gönlüm ise der ki, coş... Hemde coş, coşa bildiğin kadar... Yaş da sevgi gibidir... Saklanamaz! Gençken hayatı öğreniriz... Yaşlanınca, dostu, düşmanı anlarız... Yaşım der ki, dinlen... Gönlüm ise der ki. koş... Kırk yaş, gençliğim yaşlılığı... Elli yaş, yaşlılığımın gençliğidir... Yaşım der ki, yeter artık pes! Gönlüm der ki, eğlen coş... Üstelik, coş coşabildiğin kadar... Yaşımla, gönlümü edemedim denk, Biri 25... Diğeri 65... Oysa, yürek yaşım gülümseyen bir çocuk gibi... Yirmi yaşına kadar gonülde istek... Otuz yaşında, kafada zeka... Kırk yaşında, vücutta sağlık... Kafa da akıl önemlidir... Yürek yaşım bana sadık... Etrafa dost... Yürek yaşım bir anne, bir baba... Gençlik ilkbahar... Yaşlılık ise, kışa benzer... Öyle bir durum ki, arkasından bahar gelmez... Yürek yaşım hiç bitmeyen gök yüzünun mavisi gibi... Üstelik, doğanın sonsuz yeşili... öyle ki, sonsuz, sınırsız ve masum... Yani, yürek yaşım uçsuz bucaksız... Mavi masmavi... Yürek yaşım kaç yaşında olursa olsun... Benim yürek yaşım hep çocuk... Dinçer Dayı |