RAHMET BULUTLARI
Seslendim bulutlara ki; Rahmet yükünüz nerde?
Dediler ki; Günâhlar rahmete olur perde... Mazlumların semâya yükselen feryâdları, Dağıttı rahmet yüklü o beyaz umutları.... Kanaatsiz oldunuz, haram doldu keseniz, İhtiras ateşiyle, kurudu deryâ, deniz.... Hani dünya geçici, bir imtihan yeriydi? Hani hayât ebed’e, bir dönüş seferiydi.? Bu dünyadan çekilir, birer birer iyiler, Mezbelelikde parsa toplamakda zalimler. Ağyâr’a teslim olmuş, sevgilinin diyârı, Öldü diyor gafiller, Yâr ile Yâr’i Gar’ı... Adâlet Ömer ile uzanırken kabire, Sadâkat çağlar boyu, hasret Ebû Bekir’e... Semâdan yağmur inmez, çorak kaldı gönüller, Kurumaya yüz tuttu, açmaz yedi verenler... Yağmur taşı ıslatır, özüne ulaşamaz, Kalpler taş kesilince, vicdan orda yaşamaz... Çaresi yok kopacak, tutunduğunuz urgan, Aşağısı taş, toprak, ne döşek var, ne yorgan... Bir yetim ahh eylese gök yarılır, şems söner, Tövbesiz çıkan duâ, arş kapısından döner... İnancın çekirdeği çürüyünce gönülde, Kalpden dökülmeyen söz yavan kalıyor dilde.... Âfet der insanoğlu, yağan yağmura, kara, Kara kışı görmeden, ulaşılmaz bahara.... Nûriye Akyol 21/1/2023 |