MONA ROZA / SİYAH GÜLLER ANISINAŞiirin hikayesini görmek için tıklayın "Mona Roza" şiiri, Türk şair Sezai Karakoç tarafından yazılmıştır. Şiir, gizemli bir aşkın hikayesini anlatır ve "Mona Roza" ifadesi "gül hanım" anlamına gelir. Şiirin her kıtasının baş harfleri yan yana geldiğinde "Muazzez Akkayam" ismi çıkar ve bu da şiirin bir akrostiş olduğunun göstergesidir. Şiirin tam metni aşağıdaki gibidir:
``` Mona Roza Siyah güller, ak güller Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak Kanadı kırık kuş merhamet ister Ah senin yüzünden kana batacak Mona Roza Siyah güller, ak güller Ulur aya karşı kirli çakallar Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa Mona Roza bugün bende bir hal var Yağmur iri iri düşer toprağa Ulur aya karşı kirli çakallar Açma pencereni perdeleri çek, Mona Roza Seni görmemeliyim Bir bakışın ölmem için yetecek Anla Mona Roza ben bir deliyim Açma pencereni perdeleri çek Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi Bende çıkar güneş aydınlığına Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi Seni hatırlatır her zaman bana Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi Zambaklar en ıssız yerlerde açar Ve vardır her vahşi çiçekte gurur Bir mumun ardında bekleyen rüzgar Işıksız ruhumu sallar da durur Zambaklar en ıssız yerlerde açar Ellerin, ellerin ve parmakların Bir nar çiçeğini eziyor gibi Ellerinden belli olur bir kadın Denizin dibinde geziyor gibi Ellerin, ellerin ve parmakların Zaman ne de çabuk geçiyor Mona Saat onikidir söndü lambalar Uyu da turnalar girsin rüyana Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar Zaman ne de çabuk geçiyor Mona Akşamları gelir incir kuşları Konarlar bahçemin incirlerine Kiminin rengi ak kiminin sarı Ah beni vursalar bir kuş yerine Akşamları gelir incir kuşları Ki ben Mona Rosa bulurum seni İncir kuşlarının bakışlarında Hayatla doldurur bu boş yelkeni O masum bakışların su kenarında Ki ben Mona Rosa bulurum seni Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa Henüz dinlemedin benden türküler Benim aşkım uymaz öyle her saza En güzel şarkıyı bir kurşun söyler Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa Artık inan bana muhacir kızı Dinle ve kabul et itirafımı Bir soğuk, bir mavi, bir garip sızı Alev alev sardı her tarafımı. Tam adı Ahmet Sezai Karakoç, 22 Ocak 1933 tarihinde Diyarbakır’da dünyaya gelmiştir. Genelde şair olarak bilinen Sezai Karakoç aynı zamanda; yazar, siyasetçi ve düşünürdür. En önemli eseri olan Mona Roza şiirini 19 yaşında Muazzez Akkaya’ya yazmıştır. Şiirin her kıtasının baş harfleri yan yana geldiğinde ’Muazzez Akkayam’ ismi çıkar ve bu da şiirin bir akrostiş olduğunun göstergesidir. ```
Sarar dört bir yanımı acılar,
Geriye kalan sadece hatıralar, Sonsuz sevginle dolaşır dağlar Anılar kalır kapanmaz yaralar, Her bakışın bana yeni bir yol açar, Bir dokunuşunla yüreğimde sevdalar, Ama zamanla gelir elbet ayrılıklar Baki kalan sadece şiirlerdeki mısralar. Sevda bir çiçektir solan ömrümüzde Bir zamanlar yeşerir, sonra soldurur Ama unutma, her solan çiçekten sonra Bahar gelir, umut yeşerir yine Roza, belki de zamanla unuturuz Ama izlerini silmek mümkün değil Şiirlerde yaşarsın, ölümsüzleşirsin Ne zaman okunsa, adın dilden dile dolaşır Sezai Karakoç’un nağmeleri eşliğinde Mona Rosa’nın gizemli dünyasında Geyve’nin gülleri solmuş, sahipsiz kalmış Siyah güllerin gölgesinde kaybolmuş aşklar Büyük üstad Karakoç’un kaleminden Ergani’nin topraklarında doğan şair İstanbul’un çıkmaz sokaklarında dolaşan Cağaloğlu’nda hayat bulan dizeler İncir kuşlarının bakışları gibi Aşkın resmi çizilmiş bir tablo gibi Diriliş dergisiyle yankı bulan sözler Anılar arasında kaybolan zamansızlıklar Rosa, bu şehirde dolaşırken Sezai Karakoç’un sesini duydu mu? Geyve’nin gülleri hüzünlü bir şarkı mı söyler? Siyah güllerin gölgesinde aşk filizlenir mi? Geyvenin gülleri, hala hatırlanır mı? Sevda, zamanla solan bir çiçek midir? Belki de her ayrılık, bir dirilişin başlangıcıdır Ve yaşanmış her anı, şiirlerde bulur izini Dolaşır dört bir yanımı hatıralar, Sezai Karakoç’un dizelerinde kaybolurum, Büyük üstadın gölgesinde yürürken Mona Rosa’nın izini sürerim gözlerimde. Geyve’nin gülleri sararıp düşer, Rüzgar, siyah güllerin ardında eser. İncir kuşları çiçeklerde öter, Aşkın tınısıyla bahçeyi dolaşır. Bir bakışın ölmem için yetecek, Altın bileziklerin parlıyor hâlâ. Denizin dibinde yankılanır sevda, İncir kuşlarına özlem dolu türküler. Zeytin ağaçları hüzünlü söylenir, Söğüt gölgesinde aşkın izi kalır. Nişan yüzüğümüzden süzülen güneş, İncir kuşlarının masum bakışlarına karışır. UMUT ŞAİRİ A.N.ALPEREN, 22.11.2023 KARATAY |