SÜKRANSen hep aşkı şakıyan bir bülbül-ü şeydâsın, Goncalarla bezenmiş gül nihalsin, ceydâsın. Lezzeti, rayihası tarifsiz meyle dolu, Sunduğuna can feda, peymane-i sevdasın... Ben, o meyden kana kana içemedim bir türlü, Melek misin, şeytan mısın, seçemedim bir türlü, Candan bezdim, ama senden geçemedim bir türlü; Susuz kalmış gönlümün can verdiği beydâsın. Unutamam, ömrü revnâk eden mûnis halleri, Ellerimde bir kuş gibi çırpınan o elleri, Yaşlı gönlü teshîr eden hatırşinas dilleri; Hem hâtırât-ı mâzi, hem umûd-u ferdâsın... Ünal Beşkese ::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::: şükran....................:gönül borcu, teşekkür, minnettarlık şeyda.....................: aşk çılgını Gülnihal.................: gül fidanı ceydâ....................: ince uzun, narin kız râyiha....................: hoş koku peymâne-i sevda...: aşk dolu kadeh beydâ.....................:çöl, tekin olmayan yer revnak...................: parlak, göz alıcı munis....................: cana yakın, sevimli teshir etmek..........:: büyülemeş, kendine bağlamak hatırat-ı mazi......::.: geçmişin anıları umûd-u ferdâ......:..: gelecek umudu, yarından ümit |