Bir Çay Masalı
Hani cümle masallar,
"Bir varmış bir yokmuş, Allah’ın kulu çokmuş, Develer tellal pireler berber iken" diye başlar. Lakin, ne bir vardı ne bir yoktu. Ne devdi ne pireydi ne masal. Gel haberi çay havzasından al. Düş gördüm, Gül yüzlü çay demliyordu. Düşümde periler gül deriyordu. Periler düşümü hayıra yordu. Güller deste deste derildiğinde: Elinde çay tepsisi yâri görünce. İçimde depremler oluyor önce. Sanıyorum çay renginde güneş eriyor. Güneş rengi çaya rengin veriyor. Böyle hüsnü zanla geçerken zaman, İnce belliler gümüş tepsi üstünde, Yâr beliriyor kapıda, Menekşeler göğsünde. O anda, Duyuyorum bardakla kaşığın şuh sesini. Seviyorum tepsiye vuran yâr gölgesini. Cümle sayılanlar beni çaya bağlıyor. Semaver inliyor, demlik ağlıyor. Ben de, Süzüyorum bardağa çayın ruhunu. Sunuyorum canana şevk ile bunu. Çay yâri, yâr çayı hatırlatıyor. İçimde bir yeri hep sızlatıyor. Artık, Derleniyor cümle güzellik çayın deminde. Periler bekliyor gül bahçesinde. Şeker, kaşık , bardak demliğe tabi. Yaşanıyor bu saltanat devrin birinde. Bu masalı söyleyen de mutlu dinleyen de... Ankara,21.09.2008 İ.K |
tebrikler....
sevgilerle....