TEFEKKÜR
Şöyle bir durdum bugün, düşündüm hâlimizi
"Dünya nasıl taşıyor" dedim, vebâlimizi. Sığamadık dünyaya, kâinat dar geliyor Müslümanca yaşamak mü mine ar geliyor. Doymaz oldu gözümüz, gönlümüz kararmakta Yoldan çıktı nefsimiz, geç kaldık uyarmakta. Halden hâle geçerek değişip duruyoruz Gökyüzüne uzanan binalar kuruyoruz. Her şeyimiz eksiksiz olmalı, ederi yok Allah birdir diyenin ahiret kederi yok. Öyle bir zaman şimdi, analar ana değil Evlât isyan halinde, atadan yana değil. Ölüm yok gibi yaşar, ölene ağlaşırız İbret almak bir yana, kalanı paylaşırız. Gençlik yolu şaşırdı, yaşlı özenir gence Yâ Rabb! Islah et bizi, kabre inmeden önce.. Bu nasıl bir zamandır, iyiliğin hükmü yok Bulunmaz mı bir tane, özü sağlam, gönlü tok.? Ana babadan evlâ, köpekler ve kediler Söyleme kederini içine göm, dediler. Kul gaflet uykusundan ara ara uyanır Şeytan örter üstünü, kul vakit erken sanır. Vakit yok, vakit tamam, güneş battı, batacak Ateşe odun taşır insanlar kucak kucak. Farklı farklı olsada dünyada yollarımız Aynı yöne gidiyor ey yolcu sallarımız. Mihmân olduğun yerde ev sahibi gibisin Sultan Süleyman olsan bir kefen sahibisin. Hicranî çok düşünme, öteyi Mevlâ bilir Kimin kalbinde ne var, birgün önüne gelir. Nuriye Akyol (Hicranî) 9/11/2022 Görsel alıntıdır. |