KARABİBERİM
bir üflemeyle
gözlerinden yok ettim telaşı dudaklarında yakaladım ateşi büyük bir hışımla azat ettim yalnızlığı oynattım yerinden toprağı taşı aklımın keşmekeşliği soyunurken masumluğa kelimelerin kifayetsizliğinden sedalar ürettim suskuya mahkûm yolların güzergahından ilerlerken adımlarım umudun ışıltılarına öpücükler serptim saatler iflahımı sökseler de yad eller varlığımı ertelerseler de ben tavan arası düşlerimi atmam yabana gülüşlerimi de hasır altı yapmam seni çağrıştıran her vetireye gözüm kapalı olsa bile giderim anladın mı karabiberim |