Parça Pinçik Şiirlerim...Kâğıtlar paramparça Kalem kırık İçim buruk Söz suskularda Hayali düşmüş yüzünün Ayın şavkıyla bir, sulara Sen uzak diyarlarda Benimseyemediğim bu mekânda Şiirler biriktiriyorum sana… *** Kârsız gece Yarsız gece Aysız gece Arsız gece Issız gece Bunlar da bir şey mi? Sen beni görseydin dün gece… *** Çene kemiklerim sızlıyor Korkuyorum Dişlerimi sıkıyorum Kapıyorum gözlerimi Açıyorum sonra Yoksun hala… *** Sakın gitme benden dayanamam Gülerken ağrıyan yanaklarıma Yağmur iner gidersen Yokluğunu düşünmek işten değil Yutkunmak can tortusu Sakın gitme! Şimdiden bastı yokluğunun korkusu… *** Gittin de ne oldu? Kurtuldun mu kalpte taşıdıklarından Biriktirip salmadıkların bıraktı mı peşini Açıklayabildi mi? Yere çarpıp gittiklerin Neyi, neden terk ettiğini? Kalsan olmaz mıydı sahi? *** Sen bir goncanın dalında, Neden dolanırsın, Karanlık gecenin koynunda? Sanır mısın ki şafak sökecek Hazan bahara dönecek? Gönlümde mevsim kış Sararmış yapraklar bir bir dökülecek… *** Benden gidersin sen Buralardan da gidersin... Ya kendinden? ? ? *** Şehirde bir akşamüstü Günle gece karışık… Sokak lambaları yanar söner Duruma alışık Akıllar allak bullak Herkesin yüzü asık Şehre mi küsmüş insanlar Şehrin mi küslüğü yansımış yüzlere? Ondan mı, gündüze hep gece bulaşık… *** Babil kavşağından sahile sapınca Yol boyu park Park boyu çocuk Çocuk boyu palmiye Ah bu şehir ne güzel görünüyor Bazen gözüme… *** Aydınlık günün ışığında değil, Kalbin bakışında... Karanlık baktınız hep, Ben sizde ki ışığı görmüştüm oysa... Hepinizde çıra gibi yanıyordu Bir an da söndürdünüz Şimdi içiniz zifiri karanlık… Aydınlık, mazinizden bir anlık… *** En güzeli sevmek değil mi? Acısını bile özlediğimiz aşklar yok mu? Çok mu, sevgiyi yürekte bir bebek gibi taşımak? Bunun çaresi yok mu? Sarılmaz mı bu yara, acıtır mı hep? En güzeli sevmek değil mi? Sevgiyle harmanlanan şey çirkin olur mu? Olur mu, dünya sevgi ekilmeden Bebek büyür mü, okşayıp öpmeden? Âşık Mahzuni yazar mıydı sevmek olmazsa Pervane döner miydi ışık için aşk olmazsa *** Su gibi akmış saçları yatağın ucuna Kondurmuş yıldızdan taçları Sen sanmış saçında gezen parmakları Bir bebekmiş dokunan usulca Değilmiş o yârin parmakları… *** Etrafına dizelenmiş Yüzlerce renk krizantem Ortasında sade bir gül Kan damlamış üstüne Hüzün vurmuş kütsüme Küsmüş gitmiş viran bahçelere… *** Ben tarafı talan aşkın Sen tarafı perişan Onlar’cası yalan Hunharca yağmalanan Kalp yetişen bahçelerde Korkuluk niyetine konmuş Bir gönülçelen Kediye ciğer emanet edilmiş esasen… Kriz@nt€m |