SU, NE MİDİR ?Gözyaşı kadar bile, aksa kâse doldurur. Hayatın başlangıcı, her şeyin özüdür su. Harareti dindirip, yüzleri o güldürür. Canlılığın görünen, belirgin izidir su. Sabahlar buğusunu, sisini ondan alır. En güzel öten kuşlar, sesini ondan alır. Yeryüzü tüm rengini, süsünü ondan alır. Dünyanın ışıl ışıl, parlayan yüzüdür su. Yangınları söndürüp, ateşin külün olan. Yapraklarına konup, çiçeğin, gülün olan. Bulutlarda yetişip, toprağa gelin olan. Kâinatın en masum, en güzel kızıdır su. Güneşin kavurduğu, yaktığı topraklarda. Rüzgarın ateş gibi aktığı topraklarda. Tüm gözlerin göklere, baktığı topraklarda. Her canlının çektiği, derin bir sızıdır su. Yerle gök arasında, hiç durmadan dolaşan. Sabır ve metanetle, tüm engelleri aşan. Mûsıkisi köpürüp, hudutlarından taşan. Şimşeklerin çakarak, çaldığı sazıdır su. Kağıt ile kalemi, manen seviştirecek. Başındaki dertleri, savıp savuşturacak. Leyla’sıdır sonunda Hak’ka kavuşturacak. İsmail’in alnında, çıkmayan yazıdır su. (Onuncuköylü İsmail SIKICIKOĞLU) |