kırk dereden getirdiğin sularla

yıkan

ateşle oyun olmaz

akıllan

bir tek sen misin

yanan

sözleri kanla kaplı

yakan

yollara baksın

iki yakan

benim yüreğinden usul usul

akan

sen misin yeniden hasretle

bakan

yollarında çıkmıyor feraha
az dön de arala kalbini bana
nereye yaksam türkünü
orada seviyorum yüzünü

çığırtkan gecenin iştahına kabarıyor ellerin
ellerin gittiğim yerlerin feneri
çapıt bağlı umut direkleri

oysa gözlerim sen
neyleyim dilekleri

aşk mührü lal eder
ellerimin sözlerini
dudak bükmeye hiç gelmez
giden sadece haddini bilmez
had dediğin hançer uçlu
ya kınında durur
ya da o mührü vurur

kanla yazılmış veda sözleri
elbet incitecek bir zamanlar aşk dediğini
ayrılıklar birer aya çizgisi
hangi aya senin ki

iklim mi değişti ne
sanki bir gel git hali gözlerinde
cemaatin isyan bayraklarını dikiyor
rüzgar nereden esiyor
kıyametine teselli ruhum
söz söyleme işte ben o yum
ellerini değil
bana gözlerini yum

kalabalıklar takılmış peşine
atların geçiyor uykusuz geceleri
dirheminde bile sebat hali

aşkın adresinde değilsen
nasıl bulsunlar seni...