SESSİZ HIÇKIRIK
Yağmurlu ıslak kaldırımlara vuruyorum kendimi
Ay ışığı karanlık bir semada Serpmiş yüzüne tüm aydınlığını Gökyüzünde kimsesizmiş O da benim gibi ezilmiş üzülmüş ! Odamda kimsesiz, odamda sessiz Kaderimize terkedilmiş Şimdi şu iki yüzlü dünyada Bir ben, Eylül hüznüne kapılmış Bir de insan hıçkırıkları Bir umutsuzluk durağındayım Bitsin istiyorum ayrılık Ağlıyorum Sessiz ve sensiz Susmuş bütün şarkılarım Kalemim, kağıtlarım susmuş Çiçeklerin saksılarında uyumuş Menekşelerin, portakal çiçeğin Kırmızı gülün Dövünüp duran Züleyha’nın Yusuf aşkıyle perperişan Karanlık ve acı suların tanıklığında Ağlıyorum sessizce Tuz gölünü gözlerime yüklediğimce Süzülür yanaklarımdan Bir derin derince Nasıl isterdim Sonbahar’la Gelişini bir yağmurla Sonra seni gülüşünü Yüzümdeki mutluluğunla Herkese anlatabilmeyi özgürlüğünü Bir gizini daha anlamıştım senin İnsanın insana ettiği zulüm Ve bu hüzünlerde kalışını sessizce Ardından onulmaz yaralar açıp Buydu işte Duvarlar ardından Kucaklayan bizi Sensiz kalıp incinince O öylesine dayanılmaz ki Verdiğin hasretin rengi Veda edip yaşama Alıp başını gitmişti Soluksuz düşüp ansızın Gidecekti, gitmişti uzaklara Gel artık Çatlak dudaklarımla her gün Çaresizliğimi haykırıyorum Sana ulaştırıyorum tüm mektuplarımı Gümüş kanatlı kuşlarla Her nefes alışta bir daha çekiyorum Acılarımı içime Sen uzak bir şarkısın orada Ben yürek çarpıntısında kalan Akşamlar bende ölür Bende ölür, hasret şarkıları Günay Koçak 4. / 9. / 2023 |