ŞİİRİN DE PİMİNİ ÇEKTİM Mİ KİMSE DURDURAMAZ BENİ...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Gök gürültülü bir sağanağın demindeyim ve tüm sözcükler frapan: Aşkı taşlayan iblisin indindeyim: ya, o ölmeli ya da şiir ve işte kaldırdığım duvağın ardında kalan yorgun yıllar: şiirlerse zemheride açan çiçekler gibi melun mahzun baş koyduğu kadar insan aşka, olmaz mı dokunulmazlığı kalemin ve ince ayar yaptığım duygularıma da yürekten kefilim kimi zalimin gözünde kefal olsam da içtenliğin yokuşunda aşkın sarkacında ılıman bir iklimdir kalemin b/ellediği… Yoksunluk mı yokluk mu kötü olan? Yâdı dünün temcit pilavı gibi hayat denen düğüm Belki de bir düğüne denk düşen insan: Ölümün şerit değiştirdiği o iklimde saklı bir tören Şiirlerin eşliğinde Kalemin ve de meleklerin teftişinde… Yanık kelamın na’şını örttüm şiirle İçime düşen bir ateşti mademki aşkın gizemi Ütülediğim imgelerden bir mintan geçirdim üzerime Sözcüklerse zehir zemberek Mahmuzladığım kalemse seyyahı mevsimin Ve de yürek: Ah, nelere nelere delalet Bir gıdım da olsa sevilmeyi dilerdim Esen rüzgâra muhalif içimde yaşattığım iklimi Bahşedene minnettarım: Aşkı rotasında İlahi Ateşin güzergâhında Yaslandığım Dağım Yaşardığım Çınarım Rabbime kulluk yapmanın haşmetinde de sevginin İçime çektiği bir koku adeta Güzün hüzün kokan teninde Saklı bir şiir ve saklı İstanbul ve Eylülün tini. Nasıl da doğurgandır o hüzün Seve seve; Yana yana kemale erdiğim Ölüm öncesi ertelediğim bir yeminin minvalinde Göçen kuşlara meylettiğim Varsa yoksa kalemimdir kırık kanatlarıma konan Çiy misali Çalansa çengi Bir gizin daha yitimi Meşk eylediğim zemheri Geniş açılı bir izlek üzerine tünediğim Dalın ağaca ihaneti Kürediğim dünüm şüheda göçün laneti Efkârı dinmez de hani Endamlı yalnızlığımı peşkeş çektiğim Şiirin de pimini çektim mi Kimse durduramaz beni… Dur durak demeden yazmanın kerameti Durgun suların tesellisi Oysaki azgın ve coşkulu bir iklimdir içimde saklı O tek teselli: Allah aşkı ile can bulduğum Bazen bir fanus misali içine konduğum Hüznün çeperinde kıyasıya bir mücadele Esefle yüklendiğim küfenin ağır bedeni Yaslı olduğum kadar rahmete Yandaşım varsın olsun yalnızlık Sessizliğin biçtiği bir ekin tarlası gibi Sensizliğin de güftesi İken şiire namzet bir tecelli Ansızın ölecekmişçesine elimi Eteğimi çektiğim dünya denen ikametgâhı Sürüklediğim kadar da arkamdan Sürgün edildiğim Nice coğrafya Mahlasım bazen bir gizem bazen açık seçik bir başkaldırı Aşkın haşmetinde can bulduğum kadar Varsın aralıksız essin o delişmen rüzgâr… |
sevgi ve iözlem vardı,
Hakikat vardı,
o çok güzel yüreğine sağlık Üstadem,
ders vericiydi,akıcı anlamlı
düşündürücüydü
kutluyorum Dualarımla selamlarımla