YEŞİL AĞAÇ
Mekanındır senin bir yol kenarı
Her zaman burada kal yeşil ağaç. Sen, yolda kalmışların mihmândarı Mevlâ’dan ecrini al yeşil ağaç. Bunca zaman kaldın bu ıssız yerde Tek dostun rüzgârdır gelir seherde Ya olsaydın susuz, kurak bir çölde Aklından geçeni sil yeşil ağaç. Bazıları gelir kökünü sular Bazıları gelir dalını kırar Olsun, sen kimseye eyleme zarar Elbette çiğnenir yol yeşil ağaç. Özenme eldeki güle, yaprağa Sararıp düşerler birgün toprağa Duman üstün gelir en yüce dağa Üstünlük takvâda bil yeşil ağaç. Göz dikmedin azığıma, suyuma Ortak oldun yüreğimdeki gama Işık düşmez dünyada damdan dama Bedava verilmez çul yeşil ağaç. Allah razı olsun dinledin beni Bilmiyorum neden çok sevdim seni Bir dost gibi ikrâm ettin gölgeni Kazançlıdır veren el yeşil ağaç. Dinlemek iyidir sözdür yorucu Dâim kazandırır sükût orucu Söz odur yapıcı, arabulucu Savaşlar çıkarır dil yeşil ağaç. Sıcak toprağına serdim hırkamı Korkup, çekinmeden döndüm arkamı Kovmadın, tutmadın iki yakamı Sana minnettâr bu kul yeşil ağaç. Her geçen yolcuya güvenme derim Arkandan vururlar olmaz haberin Unutmam, hakkını birgün öderim Beni ötelerde bul yeşil ağaç. Kusuruma bakma fazla konuştum Seni dost bilip de derdimi açtım Akşam oldu evden çok uzaklaştım Gidemem, uzundur yol yeşil ağaç, Bugün ev sahibim ol yeşil ağaç. (Hicranî) |