ANDIRIN GÜZELLEMESİ
Kahvaltı sofrasında, kokusuyla mest eden
Tandırda çöreğini, hiçbir şeye değişmem Bağrına koyun beni, öldüğümde sahiden Taşını, toprağını, hiçbir şeye değişmem Düşlerimin adresi, ötesi çıkmaz sokak Gururun zirvesidir, sinesinde yaşamak Herkese nasip olmaz, kütüğüne kaydolmak Andırın kimliğini, hiçbir şeye değişmem Dağlarının zirvesi, bulutlarla okşanır Doğal güzelliğini, Karadeniz kıskanır Seni bir kez görenler, ömürlük sevdalanır Vadini, koyağını, hiçbir şeye değişmem Hislere tercümanlar, gönlün adresi onlar Aşka düşenler anlar, aşkın nefesi onlar Kalemi dik tutarsa, milletin sesi onlar Ozanı, aşığını, hiçbir şeye değişmem Bulunduğu her yerde, an’a mana kattırır Dondurma pabucunu, kesin dama attırır Temmuz’da, Ağustos’ta karsambacı tattırır Beyoğlu inniğini, hiçbir şeye değişmem Konumu nedeniyle, her devirde etkili Asil duruşlarına, methiyeler dizili Tarih sayfalarında altın harfle yazılı Halbur’u, Çokak’ını, hiçbir şeye değişmem Torosların dışında, zor çıkar böyle bir yer Yayla vakti gelince, yaylacılar yurt tutar Bulgur, bişme yanında, bir tas ayranı yeter Buz gibi Kesik’ini, hiçbir şeye değişmem Kesmeleri palıtlı, çamları kozalaklı Elmadağı görenin, yerinde durmaz aklı Bir yanda Sisne, Bunduk, diğer yanda Sumaklı Balk’ını, Beğlik’ini, hiçbir şeye değişmem Ağır ağır, küllenmiş, köz altında pişerse Hamurundan dolayı, havalanıp şişerse Hele bir de payıma, bir tepsisi düşerse Kuş etli böreğini, hiçbir şeye değişmem Önem verilen tek şey, saygınlık, itibardı Kalp gözüyle görenin, bakışları bahardı Kenarları oyalı, anam, nenem takardı Eşarbı, yağlığını, hiçbir şeye değişmem Yan etkisi bulunmaz, sağlık faktörü onda Vücudu diri tutar, aklın eforu onda Omega üç yönünden, varlık rekoru onda Soğukluk cacığını, hiçbir şeye değişmem Görmeye değer burda, gözlerin parıltısı Kaybolur akciğerin, öksürük, hırıltısı Coşturur dinleyeni, suların şırıltısı Kayranlı, Çatak’ını, hiçbir şeye değişmem İstisnasız her biri, memleketin aşığı Kanlarını dökerek, vatan yapmış toprağı Onlar gibi seven az, ülkeyi ve bayrağı Avşar’ı, Yörük’ünü, hiçbir şeye değişmem Kancayı takmamıştı, sosyal medya, sosyal ağ Sürüyordu varlığın itibar gördüğü çağ Hızmanlara konurdu, onda çıkarılan yağ Deriden yannığını, hiçbir şeye değişmem Cana can verenlerin, eşiği onlar bence Hoşgörü, sadakatin, aşığı onlar bence Andırın kültürünün, beşiği onlar bence Beşbucak, Kızık’ını, hiçbir şeye değişmem Nefes alıp, verdikçe düşlerimin temeli Mezlenin yaprağında, ekşi ekşi yemeli Ona laf söyleyenle, olurum mahkemeli Tarhana firiğini, hiçbir şeye değişmem İncirler yettiğinde, yazla kış arasında Ya bir çınar altında, ya bir oluk başında Bir dürüm yufka ekmek, telemenin yanında Balını, kaymağını, hiçbir şeye değişmem Etinde midemizi, ırgalayan koku yok Dağlarda cirit atar, hiç birinde korku yok Beslendiği bitkinin, baharattan farkı yok Hakına, şişeğini, hiçbir şeye değişmem Gıdasızlık yüzünden, suratlar gerilirse Misafir gelenlere, ziyafet verilirse Haştırın Park Otel’de, dostlarla yenilirse Kaşarlı balığını, hiçbir şeye değişmem Vitamin deposudur, kıskandırır cevheri Kimyasal yapısıyla, rahatlatır ciğeri Düzenli alınırsa, ölçülemez değeri Harnubu, sumağını, hiçbir şeye değişmem Cumadan sonra başlar, balık tutma rüyası Topuğuna basılmış, çarıklar takunyası Bertiz bekmezindenmiş, ayakkabı boyası Boyacı Ördeğini, hiçbir şeye değişmem Tebessüm eyleyince, ilkbahar ve sonbahar Ağaçların kökünde, beş kilo gelen çıkar Etten daha değerli, içinden şifa akar Kuzu göbeleğini, hiçbir şeye değişmem Gez, dolaş Hökümet’i, hürmetsiz köyüm olmaz Kuru’m, tarhanam varsa, eyvahım, vayım olmaz Köz çayı eşliğinde, tadına doyum olmaz Ceviz, çıtımığını, hiçbir şeye değişmem Ne yesem dediğim an, imdadıma yetişir Yiyenleri bıktırmaz, her öğünde atıştır Arada bir menüyü, bunlar ile değiştir Döğmeni, kabağını, hiçbir şeye değişmem Gördüğümüz her yerde, temaşaya durmalı En müstesna hayali, onlar ile kurmalı Onları cıvıl cıvıl meleşirken görmeli Kuzunu, oğlağını, hiçbir şeye değişmem Takılayınca sesi, dağları inletirdi Gözün ırdığı yerde, avını meletirdi Avcılar sayesinde, hikaye anlatırdı Kapsüllü tüfeğini, hiçbir şeye değişmem Tiryakiler suyuyla, semaveri kaynatır Tertemiz oksijeni, ciğerleri parlatır Bir dakika içinde, karpuzları çatlatır Kırksu’da pikniğini, hiçbir şeye değişmem Dağlarından pazara, sumak, alıç gelse de Karasu domatesi, başköşeyi alsa da En sevdiğim meyvesi, incirleri olsa da Mahlep, kızılcığını, hiçbir şeye değişmem Ne de olsa tanıdık, reklam yapalım biraz Mayadan mı, sudan mı, lezzeti inanılmaz Güllü Usta Fırını, tarihini bilen az Taş fırın ekmeğini, hiçbir şeye değişmem Uygarlığa götüren çığırları farklıdır Ağıtları farklıdır, şiirleri farklıdır Tarihe vurdukları, mühürleri farklıdır Geben, Anacık’ını, hiçbir şeye değişmem Tabiat korosunun, yükselir sesi orda Gönüllerin sevgiyle, silinir pası orda Yeryüzünde yaylanın, kirazın hası orda Çığşar, Osmancık’ını, hiçbir şeye değişmem Bütün ayrıntıları, düşünmüş usta mimar Tabiata can verir, coşkuyla akan pınar Arzı endam edişi, ilkbaharı muştular Kengeri, çıtlığını, hiçbir şeye değişmem Görülse de yıllardır, yolsuzluğa müstahak Zerrece isyan etmez, devlete açar kucak Ulusal değerleri, onun gibi seven yok Tertemiz yüreğini, hiçbir şeye değişmem Gül dalı bülbüllere, muhabbet beslese de Kekliğinin ötüşü, ruhuma işlese de Karatavuk, hoppalı, düşleri süslese de Cırrık, ibibiğini, hiçbir şeye değişmem Sözcüklere dökemem, sevinci, hoşnudumu Hayalimle çizerim, mutluluk hududumu Fabrika ayarına, döndürür vücudumu Yaylanı, kışlağını, hiçbir şeye değişmem Onun hünerlerini yalnızca yiyen bilir Damar tıkanıklığı, onunla tarih olur Kilerde, başköşede hemen yerini alır Kaya sarımsağını, hiçbir şeye değişmem Onların nazarında, dostluklar kalmaz dilde Andırın’a hizmette, yürürler aynı yolda Osmaniye, Kadirli, Adana, İstanbul’da Andırın Derneği’ni, hiçbir şeye değişmem Gönül kamerasından, bakan göz ona rastlar Onu gören canlının, gözbebeği rahatlar Avrupa Kıtası’nı, sayıda beşe katlar Endemik çiçeğini, hiçbir şeye değişmem Ruhumu sevgi ile okşadığım müddetçe İki kapılı handa, yaşadığım müddetçe Emaneti sırtımda, taşıdığım müddetçe Andırın dostluğunu, hiçbir şeye değişmem Andırınlı hemşerim, bunları iyi tanı Toprağı sürmek için, onlar yaptı sabanı Mama Krallığının, bizlere armağanı Tahranı, orağını, hiçbir şeye değişmem Zengin fakir herkesin, sofrasında yer alır Kırk türlü hastalığın, kesin hakkından gelir Haftada bir yemezse, Delibal hasta olur Andırın tirşiğini, hiçbir şeye değişmem DELİBAL – Celil ÇINKIR |