Çamurdan adam...
Hikayenin sesi derin sırların duvarlarından geçerken
göz yaşı aynasındaki korkuya düşüyor uzun soluklu çığlıkları mor dudakların çatlayan gölgesinde karanlık bir dilin geçmişi peydahlanıyor gecenin sihrinde göz kırpıyor büyücünün kehaneti, aşüfte bir sokağın yosma ışıklarında eskimiş ayakkabının toynaklarından geçerken kırk ikindi yağmurları lehçesinde küfre soyunmuş yara izi kötürüm bir yürümektir, gitmek yada gidememek göğün kurşunlarını yerleştirirken yasak bavulun kifayetsiz diline kaçıyor serçe yüreği kabusun orta yerinde korkunun devleşen gölgesi, eksilen cesetlerin savaşı oluyor göz mahzeninde gecenin ayak izinde uçuruma sürüklüyor bedenini hiç bitmeyen sızının tozunda başa sarıyor filmi ve oyun, çamurdan adama dönüşüyor ellerinde... |