SENBENO (4)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın „1997 yılının şubat ayında Amerika televizyonlarında bir haber veriliyordu:
New York’ta 42. sokaktaki bir bina kaydırılarak taşınıyordu. Bölgede yaşanan trafik sorunundan dolayı bina, temeline kurulan raylar üzerinde bulunduğu yerden 5-6 metre ileriye taşınmıştı. Oysa bu işlem yıllar önce, 1930’da Atatürk tarafından düşünülmüş ve Türkiye’de gerçekleştirilmişti. Hem de binanın yerinin değiştirilmesi işlemi trafiğin açılması için değil bir ağacın dalının kesilmesini önlemek için yapılmıştı. 1930 yılında Yalova’daki çiftliğe gelen Atatürk, orada bulunan köşkün bahçesinde kahvesini içerken bahçıvanının elinde bir testere ile binanın yanındaki çınar ağacına merdiven dayayıp ağaca çıktığını görür. Bahçıvana ne yaptığını sorunca, çınar ağacının çok büyüdüğünü, köşke çok yaklaştığını ve zarar vereceğini söyler. Ağacın dallarını kesip köşke zarar gelmemesini sağlayacağını söyler. Bunu duyan Atatürk, “O ağaç kalacak, bina kaydırılacak” der. Bina üç gün süren bir işlemle çınar ağacından 4.80 metre ileri taşınır. Atatürk’ün “bir ağacın zarar görmemesi için...” yaptırdığı bu çalışma, “çevreyi ve doğayı koruma” kavramlarının dünyada konuşulmaya başlamasından en az 40 yıl evvel gerçekleşmiştir. Çevreyi koruma amacıyla kurulan dünyaca bilinen Greenpeace örgütünün kuruluş yılı 1971’dir. “Tabiata saygı aklın vicdanıdır” “Ağaçsız toprak vatan değildir” diyen Atatürk dünyadaki ilk çevreci devlet başkanıdır.“ (1 ağustos Salı günki Cumhuriyet Gazetesi’nin „Olaylar ve görüşler“ köşesinde yayınlanan Sayın Fehmi Gerçeker’in „ATAÜRK VE ÇEVRE“ adlı yazısının başından aynen alınmıştır. Yazının tümünü okumanızı öneririm.)
Kendini motor sanan
diplomasız bir kaptan, dümensiz-rotasız bir gemiyi kıyısız ve limansız bilinmeyen bir yöne sürüklüyor şimdi; “Böyle birşey olamaz!” deme, Burası Türkiye! Biri ağaç kesilmesin!” der, köşkünü yana taşıtır. Diğeri ormanları katleder, Aklı ve mantığı şaşırtır; “Olamaz öyle şey!” deme, burası Türkiye! Deprem olur, evler yıkılır, ölür insan. Ama yaşayanı kurtarmak için enkaz altından; Ne Buldozer, ne Baga gelir, ne de Ordu’dan yardım istenir. Sorumlular hapse tıkılacağı yerde, yeniden kazanırlar ihale; “Olamaz böyle birşey!” deme, burası Türkiye! İnşaattan demir çalan insan, öğütüp-ayırıyor şimdi Asbest tozlu betondan(*) çaldığı demirin artan gerisini; “Bu Asbest ciğerlere girer, soluyanı hasta eder!” deme, burası Türkiye! (*) 30 Temmuz Cumartesi günü Almanya’nın 1.nci kanalında saat 20.00 da yayınlanan bir habere göre; Hatay’da su ve hava zehirlemesine sebep olacak olan “Asbest tozu” Kanser, tüberküloz, nefes darlığı, doğum anormallikleri ve sinir hastalıkları gibi tehlikeli sonuçlar doğuracaktır. Bu haberin Türkiye’de duyurulmaması normalmidir? |