GÖK MAVİ YER KIRMIZI
Burası Çanakkale,
Gök mavi, yer kırmızı Kem bakanın gözünü oyar, Namusa uzanan elleri kırarız Vermeyiz ırzımızı Şekersiz hoşaf bal gibi gelir Kral sofrasına değişmedik, Değişmeyiz, değişmeyeceğiz… Bayat ekmek, kuru soğanlı rızkımızı Burası Çanakkale, gök mavi yer kırmızı Koca Seyit’in kemik sesi çınlar Dört bir yanımızda Özgür ruhluyuz, Yiğitlik akar ta ezelden kanımızda Cengâver anaların gözyaşı tuz Yağsız çorbamızda Cennete uzanan fidanlar yükseliyor Kanla sulanan toprağımızda Önce vatan, Kalleşlik yoktur bizim mayamızda Burası Çanakkale, gök mavi yer kırmızı Kızıl toprağı bayrağa katıp Gururla göndere çektik Biz Çanakkale’ye buğday değil, Avuç avuç yiğit ektik Yedi düvel akın akın geldi, Biz hep tektik On beşlik kuzular Çarıksız koşarken cepheye Peygamberin sözünde müjde, Gözünde ise pektik Burası Çanakkale, gök mavi yer kırmızı Bir sorabilseydik analara… Evladına kına yakmadaki zevki Şüheda göğsünden vurulup… Ayakta karşıladı Melek’ül Mevt’i Arkasına bakmadan kaçanlar var ya Anlamazlar şehitlikteki şevki Kelime-i Şahadetle gözlerde belirir, Sonsuzluktaki mevki… Burası Çanakkale, gök mavi yer kırmızı Burası Anadolu, gök mavi yer kırmızı…. Abdullah ALTUNKUP |
Boğazdır, nefes alır nefes verir.
Dosta.
Kalleşin yüzüne tükürür.
Marmara yutak İstanbul boğazı küçük dildir.
Dünyanın.
Sevdayı yutar nefreti kusar.
Tebrikler