DEM ZAMANI
DEM ZAMANI
Herşeyi zamana bırakmanın idrakine vardığımda kırkıma merdiven dayamıştım çoktan. Olgunlaşmak çay değildi ki yarım saatte demlensin. Bazı şeyleri geç de olsa anlamak zararın neresinden dönersen kardır kanaatindeyim bu aralar. Ruhun ve bedenin dem alması için yılların gerekliliği zamanla anlaşılacaktı. İnsan kiraz ağacı da değildi. Bir ilkbahar sabahı çiçek açıp bir kaç haftaya kıpkırmızı meyve olacak. Mey ile demlendiğini zannetme. Dem için doğru yer ve zaman gerekti. Eziyettir üzümü ateşe koymadan çiğ bekletmek. Kimine göre pekmezdir, üzümün dem vakti. Kimine hoş durur gösterişli bardakta. Asıl mevzu demdi. Kem olmaya gerek te yoktu hayatta. Kem, zem ile dost olunca, zemzemle yıkansa da ne var ki temizlenemezdi. Ben odaklı yaşam, bencilliğe, zem odaklı yaşam ise kem gözlülüğe giden yoldu. Her şeyin ortası güzel. Dem olurken kem olmak, hatta zem olup heder olmak da var yolun sonunda. Ne kadar zemzemle demlenmek istesek de zaman zaman yol ayırımında şaşı kalmak da vardı. Ekşimekle demlenmek aynı kefeye konulduğunda olacaklar belliydi, aslında. Şimdi dem alma zamanı, ekşiyip çöp olmak yakışık almaz değil mi? Bayatlamak için değildi zaten beklemem, ruhuma rahatsızlık veren kabuğu kırıp, mevsime ayak uydurmaktı asıl mesele. Dem almak bazen olabildiğince acı çekmek, bazen de huzurla tefekküre dalmakta gizliydi. Biri budaklarından kurtulmak için ıstırap çekerken, bir diğeri sessizce bir o kadar da nazenindi ve hayata gem vurarak dem alıyordu. Sonuç mu? Bazımız çay vakti kadar bazımız mermer taşı dikilene kadar anca dem alacaktık. Mutlaka bir gün demimizi alacak ve muhabbete kanacaktık ama ne zaman? Kem eksi zem, adalet artı ahlak eşittir hayattaki demdi bana göre. Aslında asıl konu çaydaki demdi de, biraz kafanızı demlemek istedim. Sürçü lisan ettiysem af ola. Vesselam... |
DEM ZAMANI UZUNDU AMA GÜZELDİ beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair arkadaşımı, içtenlikle KUTLUYORUM...