BİZ SANA GELDİK
Biz sana geldik.
En nasırlı sevinçleriyle ömrümüzün,bir törpü umuduyla avuçlarına Tüm bağırmalarına karşın duyulmayan heyecanımızla Öfkenin nefreti doğuramadığı ama içinde yaşatmaya devam ettiği sıralar Küçük bir çocuk edasıyla ve boyundan büyük sevdasıyla yüreğinde Her sonbahar ağaçlar nasıl küser de kurtulur ya tüm yapraklarından işte öyle Biz sana geldik. Çok kalmaya değil ama,geçerken uğradık tadında hoş sohbetlere Hani derme çatma hüzünleri paylaştığımız,çocukla çocuk,adamla adam olamadığımız acıları harcamayıp biriktirdikçe bir türlü zengin olamadığımız Tadı damağımızda kalan yarım sevdalarımızın kıvamını bir daha asla tutturamadığımız Kalmaya çalıştığımız her çabada gidecek daha çok sebep bulunan masalarda Dost sohbetlerinin düşman sevindirecek ayrılıklara dönüşmelerinde Biz sana geldik. Ve en yakıştığımız yer bildik avuçlarını Hiç keşfetmediğimiz bir vücudun coğrafyasında uyandık sabahları Her kapı zilini sen sandık Ve hiçbir sevdada senin izine rastlamadık Kolay geliyordu gitmeler de,dönüş yolunu hep şaşırıyorduk Gözlerinde kaybolmak istiyorduk Aşkın tüm anlamlarını sana yüklüyorduk,çünkü biz ağır kaldıramıyorduk Ne zaman bir sevdaya başlasak bitirmeden masadan kalkıyorduk Hesabı hep ödüyorduk ama para üstünü hiç alamıyorduk Şimdi burda neşeden uzak yaşamalar tüttürüyoruz Avuçlarımız daha bir nasırlı,yüreğimiz rutubetten dökülüyor Hangi sevda yanımızdan geçse biz başımızı çeviriyoruz Yaşamak ölmekten daha yakın geliyor yaşlandıkça Kimse söylemese de biz dinliyoruz o eski hatıraları Yürek yangın yeri,eski hevesler,tabakta yarım sevdalarımızla Biz sana geldik. |