ÜLKÜ İLE HASBİHAL
- - - aziz milletimizin masum ve mazlum boylarına - - -
Bir obanın içine kuruldu bin bir çadır, Bu ne garip düş Tanrı’m; rüya mıdır, sır mıdır? Bir güzele el ettim, dedim “Adın var mıdır?” “Bin çadırda bin hanlık öyküyüm!” dedi bana. Dedim: “Türk’ün ay yüzü, yurdunla titret bizi,” Dedi: “Kars’ın burcuyum, Tunç/eli’nin yıldızı,” Dedim: “Turan elleri bilir misin a kuzu?” “Elçibey’in gezdiği Bakü’yüm!” dedi bana Dedim: “Tellişah mısın; telli misin, şah mısın?” Dedi: “Hüsnübala’yım! Köroğlu’nda ruh musun?” Dedim: “Siri Derya’m mı; Dicle mi, Eruh musun? “Ural’ın, Çu Nehri’nin köküyüm” dedi bana. Dedi: “Evvel neyindir? Evvel evvele karşı?” Dedim: “Fikrim zülaldir, zikrim zevale karşı. Bir destan yazmalıyız, yedi düvele karşı!” “Kerküklü ozanların cönküyüm” dedi bana. Dedim: “Derdin belirmiş; kirpiğinde, kaşında?” Dedi: “Yurttan sürüldüm, onüçbuçuk yaşında” Dedim: “Şol gözellerin ne ararsın başında?” “Taşkentli Umayların börküyüm” dedi bana. Dedim: “Sürgün ne demek, ne bilirsin a canım?” Dedi: “Altunköprü’yüm, Ahıska, Boraltan’ım, Çamerya’yım, Şuşa’yım, Güney Azerbaycan’ım, Balkar, Srebrenitsa Türk’üyüm” dedi bana. Dedim: “Ellerin kına, bu süs neyin süsüdür?” Dedi: “Kırcaali’nin, Hocalı’nın yasıdır! Urumçi’nin isyanı, Mağusa’nın sesidir. Karaçay’ın, Kırım’ın yüküyüm” dedi bana. Dedim: “Soyun necedir, evvel ile ahirde?” Dedi: “Soyum gariptir; Kaşgar, Konaşehir’de,” Dedim: “Haykır derdini; ömür bize zehir de” “Ama… Belki… Lakinim… Çünküyüm” dedi bana! Dedim: “Alnındaki dek, soykırımın izi mi? Dedi: “Kafkas dağında kör ettiler gözümü, Arabat’a, Barın’a feda ettim sazımı, Rumeli deryasında türküyüm” dedi bana. Dedim: “Ok’ta, çevgan’da, ciritte buluşalım?” Dedi: “Eflak, Mora’da, Girit’te buluşalım? Başbağlar’da, Uygur’da, geçitte buluşalım? Gubalı kızçelerin görküyüm” dedi bana. Dedim: “Aybige misin, Alaca mı, Adal mı?” Dedi: “Hançerî misin, derviş misin, abdal mı?” Dedim: “Begümşah mısın, Belik misin, Bedel mi?” “Başbuğun dilindeki ülküyüm” dedi bana. “Elçibey’in gezdiği Bakü’yüm!” dedi bana. |