SON SÖZ HENÜZ SÖYLENMEMİŞKEN...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Her düş sağanağı, ritmidir yaşam rehberinin bazen bir fısıltı bazen bir feryat çekincelerin resmedildiği bir seyahat adeta yaşamın rehberine tanıklık eden yüce Huda… Meali yorgun ve kurumuş sıfatlar saklı bahçemde Nazenin yüreğim el pençe divan aşka Rabbe itikadın ve ihbar ettiğimiz kadar zalimi ve nükseden Kötülükleri Delik cebimden sökün eden neşeli sözcükler de yok artık Haddi hesabı da yok hüzün denen sarkacın İzdihamında ölüm ve neşri ve nesri duyguların Bir bir de zuhur edecektir İlahi Adalet illa ki Gönyesi kırık Künyesi dargın Külyutmaz yetileri bir sonbahar başlangıcının Nüktesi Delişmen nazında rüzgârın Ve devir teslim töreni ölüm denen marşın Her notası ve nüktesi Evreleri de kayıp iken hayatın İhtimamla serdiğimiz bir halı misali Kaygan zeminden alamadığımız kadar da gözlerimizi İtibar etmeden sağa sola ve hurafelere İnhisarında sözcüklerin Kelaynak kuşlarından da farkımız kalmadı Fıtratı ve de yalnızlığın Bir mihenk taşı iken beklemeye aldığımız mutluluğun Rövanşı ve verdiğimiz sadakası hüzünlü ruhların Tüp geçidi de adeta duygu zümresinden Tüten duman misali Bacaları isli Ruhları sisli Martıların gazabı ve kanat çırpınışı İzafi olsa ne ki hayat? İdare lambasında geçmedi mi zaman? İtibarı yüreğin İkaz eden kaderin nazında Serbest dalış yaparcasına Kâhinin can simidi İşimiz yoksa kahve falına mı kaldı, Diyebilmenin zürriyeti İflah olmaz duygular mektebi İltimas geçen kaderin tayin ettiği. Kara kuru çalılar Ateş alan sabahın gizinde sitem Sinesinde yara Siması tanıdık hüznün Bakaya kaldıysa ömür, Oh, ne ala! Hüviyet sıra dışı Kamil ruhun müridi Sevdalı yürek sesinde kâinatın Diri diri gömülen bir yasta Yaş dolu tasta Derdi tasası çözüm bulurken Allah katında Ve savrulan nidalar Eşref saati şiirin geç kalan bir mutluluksa Bekası ömrün Bakiyesi hüznün Berat etmeden ölüm Bir mizansende saklı ki evren Tadı damağında kalırcasına Karalanan ruhların feryadı Vuku da bulacaktır illa ki İlahi Adaletin neferi sonsuz sayıda yıldız Hızına yetişemediği kadar insan acıların Sıfatlı sıfatsız Çalıntı değil de yazan kalemin fısıltısını Duyan illa ki Huda Esrikli ömrün güftesi Balta girmemiş duygular cumhuriyeti Hazzı mı evrenin yoksa Kayıp ritmi mi şairin yüreğinin? Kerrat cetvelinde kâh b/ölünen Kah çoğalan Taban tabana zıt metruk hanelerin istilası Sorulacaktır da illa ki Haddi hesabı yok iken de ömrün Halveti sözcüklerin Hali hazırda ket vurulan vurdumduymaz Gölgelerden elde tek kalan Sadece niyazından ibaret Ziyanı olsa da insanın Tek mülk sahibidir yüce Yaratan Kimse azığa almış düşleri Kimse de kazık kakmayacaktır dünyaya Dünyevi telaşın açık hesabında Titrine sevgi eklediğimiz şu hayat denen macera Aslında bir rüyanın da ta kendisi Uyanmak vakti geldi de geçiyor çoktan İçimizde kalan ukde kadar Varsın olsun sivri dilli şeytan ve müridi Cebbar sıfatların değil Cengâver ruhların ölümü dansa kaldırdığı Elbet hiçlik kasidesidir döngü Kimse sığamazken bedenine varsıl bir örüntü Olsa olsa hayatın son durağı Duyguların teyakkuzunda Son söz de henüz söylenmemişken Elbet Allah’tan ümit kesilmez Kahır yüklü heybeden sızan maneviyatın Işığında yeşerecektir de İlahi Adaletin çağrısı… |